KÂBE’DE NİJERYALI Osman ile tanışmıştı, Medine’de Nedjoua Elhadi ile. Biraz İngilizce, biraz Arapça, biraz işaretçe bir şekilde anlaştılar. Kelimelerden öte kalpten konuştular; harfsiz ve sessiz, derin ve etkileyici. Telefonun verdi Elhadi, memleketine davet etti.
Osman’a tesbihat hediye etmişti, Elhadi’ye Cevşen. Heyecanından ayağa kalktı sarıldı, Cevşeni öptü başına koydu.
Sabah namazında görünce hemen yanına geldi. Halleştiler, hatırlar sordular; sürur soludular, muhabbet içtiler. Dostluk bağları kalplerden kıtaları sardı, imanın birleştiriciliği ve bütünleştiriciliğinde buluştular.
Afrika’nın bu sıralar duaya çok ihtiyacı var. Nijerya Osman’ın şahsında tesbihat, Cezayir Elhadi’nin şahsında Cevşen okuyor inşallah. Tunus’ta başlayan bölgeye yayılan hadiseler kardeşkanı dökülmeden, dâhildeki asayişi bozmadan ve zalimlere fırsat vermeden sükûnetle adaletli bir şekilde çözülür inşaallah.
Mısır İslamın zeki bir mahdumu diyor asrın şefkatli tabibi. Mektebindeki tedrisatını tamamladığında kıtanın başına geçecek İslam sancaktarlığını yapacak. Yaşanan sıkıntılar onun habercisi olmasın?
Keza diğer kıtalar da sancaktarlarını bekliyor.