Bir Umre Seyyahının Not Defterinden
Yeşil ışık

GİDENLER BİLİR, yeşil ışığın olduğu yer Türkiye’den gelenlerin yoğun olduğu bir yer. Oraya gitmenin faydası olduğu kadar olumsuz tarafı da var. Görüşmek, tanışmak, konuşmak güzel bir şey kuşkusuz; konuşmak hikmete, görüşmek hakikate dairse. Değilse konuşmamak, hatta görüşmemek daha iyi.

Öyle kıymetli mekânda, paha biçilmez zamanda boş ve malayani konuşmak doğrusu hiç kazanç getirmeyen bir davranış. Bu ihtimale binaen o bölgeye gitmemeye başka yerlere gitmeye tercih etti.

Umre Kapısının olduğu yere gitmiş, daha oturur oturmaz siyahî bir genç ona dikkatle ve tebessümle bakmağa başladı. O da tebessüme tebessümle karşılık verdi, sonra selamlaştılar. Genç Türkçe konuşmaya başladı. Hayretle yanına gitti. Öyle kırık dökük de değil epey düzgün konuşuyor. Nasıl öğrendiğini sordu. Uzun yıllar Mısır’da okumuş, daha şaşırtıcı olan bir şey söyledi; tam 10 dil biliyor.

Ona Risale-i Nur’lardan bahsetti, çantasından çıkardığı “Sünnet-i Seniyye Risalesi” ni hediye vermek istedi. Risalelerin İngilizce ve Arapçası olduğunu söyleyince Tesbihatı takdim etti.

Türkiye’ye özellikle İstanbul’a ilgisi yüksek Nijeryalı Osman’ın. Fırsatını bulursa İstanbul’a gelmeyi düşünüyor.

Altınoluk’un karşısında bu satırları yazarken yanında Türkiyeli biri var, yanından da Türkçe konuşup geçenler. Her taraf “yeşil ışık” bir nevi. Belki de umrecilerin yarısı Türkiyeli, kendilerini hemen belli ediyorlar, herkes de onları tanıyor.

Grup halinde tavaf ediyorlar, önce hoca yüksek sesle dua okuyor, sonra takip edenler tekrar ediyor. Böyle organizeli tavaf şekli pek az millette var.

Bu yeni bir işaret inşaallah. Dünya yörüngesi “yeşil ışık” a doğru döneceğe benziyor. Mescid- i Haram’ın etrafında Osmanlının izleri var. Onların torunları dünya üzerinde medeniyet tavafına başladılar bile.

Atılan Nur tohumları Anadolu’da olduğu kadar Nijerya’da, Mısır’ da ve dünyanın diğer şehirlerinde sümbül vermeye başladı bile. Umumi bahar geldi, gelmek üzere. Afrika’da çıkan fırtına sonrası inşaallah rahmet yağmurları yağar.

Nijeryalı Osman, Osmanlının payitahtı İstanbul’a hasretse, Bangladeşli Macit de öyle, Hindistanlısı da. Pakistanlı Kamil de… Cezayirli Elhadi de farklı değil. Âlem-i İslam’ın gözü İstanbul’da.

İslam dünyası “yeşil ışık” ın etrafında pervane. Hep birlikte medeniyet tavafına çıkmak üzereyiz, sancaktar ise Anadolu.

  17.04.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut