Arşiv

BİR MİNİBÜS yolculuğunda, iki işçi kadından biri, “bazan düşünüyorum da,” dedi diğerine, “Şu Kur’ân olmasa ne yapardım? Ne kadar sıkıntılı olursam olayım, onu okuyunca kendime geliyorum.”

Başka birisi, işten atıldı. Üzgündü. Geçimini düşünüyordu. Gün görmüş annesi, “Allah herkesin rızkını gözetir” dedi teselli için. Örnek de verdi: “Aç mezarı yok, tok mezarı çok.”

Bir arkadaş bir arkadaşına, ilk kez yaşadığı uzun sonbahar seyahatini anlatıyordu: “Sonbahar da çok güzelmiş.”

Sonbahar yağmurlarıyla milyar kere milyarlarca tohum açıldı. Kalb kulağı açık olanlar, muhteşem bir koronun nağmesini duydular: “Yâ Fettah!”

İlkokula giden bir kız çocuğu, “dayı,” diyordu dayısına. “İki şeyi çok merak ediyorum: Aydede neden bir görünüp bir kayboluyor? Bir de, Allah bizi nasıl yaratıyor?”

Bir delikanlı, “Şu ecel meselesi” diye sordu yaşça büyük birisine, “nasıl birşey? Hayatımız nasıl ve neden son buluyor?”

Başka bir delikanlı, o esnada, “kar taneleri”ni seyrediyor; her birindeki nakşın eşsiz oluşuna akıl sır erdiremiyordu.

Başka bir delikanlı, yine kar yağışını seyre dalmış; “celâl” ile “cemal”in ezelî buluşmasını düşünüyordu.

Aynı anda, birisi birisine aşağılayarak baktı; öbürünün kalbi kırıldı.

Başka biri başka birine tebessüm etti; melekleri de sevindirdi.

Ve hâlâ “bazıları ışığın, bazıları gölgenin peşine düştü.”

Ve hayat devam etti…

  15.05.2004

© 2021 karakalem.net




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut