Kuranla Yaşayanlar

Ümit âyetiyle gelen

MEKKE DÖNEMİNDE iman eden Müslümanlar arasında, işkenceyle dinlerinden döndürülmeye çalışılan bir hayli sahabi vardı. Medine kalbini İslâm’a açtığında bu sahabilerin büyük kısmı bir fırsatını bulup oraya hicret etmiş, ancak onların içlerinden dahi bir şekilde kandırılıp Mekke’ye getirilen ve yine işkenceyle dininden döndürülenler olmuştu.

Hişam b. Âs, işte onlardan biriydi. Ebu Cehil’in ana bir kardeşi olan Hişam, Ebu Cehil’in hazırladığı bir mizansenle annesine olan şefkati kullanılmak suretiyle önce Mekke’ye geri döndürülmüş; sonra da, hapsedilip işkence edilerek zorla dininden döndürülmüştü.

Uğradığı bu durum karşısında Hişam’ın imanını gerçekten yitirdiğini düşünmeye başlaması ise, bardağı taşıran son damla hükmündeydi.

Hişam b. Âs kendisi için böyle düşündüğü gibi, Medine’deki sahabilerin büyük kısmı da, Hişam için ve aynı durumdaki Velid b. Velid, Ayyâş b. Ebi Rebia ve diğerleri için:

“Allah artık bu kavmin ne fidyelerini, ne de tevbesini kabul eder. Çünkü bunlar, Allah’ı tanıdıktan sonra, uğradıkları işkence üzerine küfre döndüler” diyorlardı.

Ancak, gelen vahiy, durumun hiç de böyle olmadığını bildirecekti:

“De ki: Ey nefislerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz! Çünkü Allah bütün günahları affeder! Muhakkak ki O Gafûr’dur ve Rahîm’dir. Size azab gelip çatmadan, Rabbinize dönün, O’na teslim olun; sonra yardıma mazhar olamazsınız! Rabbinizden size indirilenin en güzeline—kendiniz farkında olmayarak ansızın başınıza azab gelmeden—tâbi olun!”17

Bu âyetler nâzil olduğunda, evvelce arkadaşı olan Hz. Ömer, hiç gecikmeden âyetleri kendi eliyle bir sahifeye yazıp Mekke’ye, Hişam b. Âs’a gönderdi.

Hişam b. Âs, bu âyetlerin yazılı olduğu mektubu okuduğunda, gelen vahyin ne dediğini kavramak isteyecek, ama bir türlü bunu çözemeyecekti. Nihayet:

“Allahım! Bundakini bana anlat!” diye yalvardığında kavradığı şey, şuydu: Bu âyetler, benim durumumdaki kişiler hakkında inmiştir. Allahu Teâlâ gerek bizim kendi hakkımızda düşündüklerimizi, gerek hakkımızda söylenenleri reddediyor ve halis bir yönelişle tevbe edip O’na yöneldiğimizde affa mazhar olacağımızı bildiriyor!

Hişam, ümit âyeti başta olmak üzere, gelen bu âyetlerin kendisine yönelik mesajını çözdüğünde, vakit geçirmeden devesine atlayacak ve derhal Medine yolunu tutup, artık yüzüne bakamayacağını düşündüğü Resûlullah aleyhissalâtu vesselâma kavuşacak ve tekrar mü’minler sınıfına yazılacaktı.

Hişam’ı düştüğü ümitsizlik içinde sapıp gitmekten kurtaran bu âyet Peygamber Efendimize öyle sevgiliydi ki, azadlısı ve hizmetkârı Sevban şöyle diyordu:

“Resûlullah Aleyhisselamdan işittim: ‘Bana dünyadan ve dünyadakilerden daha sevgilisi, şu “Ey nefislerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz! Çünkü Allah bütün günahları affeder! Muhakkak ki, Allah Gafûr’dur ve Rahîm’dir”18 âyetidir’ buyurdu.”




17 Bkz. Zümer, 39:53-55.

18 Bkz. Zümer, 39:53.

  29.06.2021

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut