Kuranla Yaşayanlar

Okumanın böylesi...

RESÛLULLAH ALEYHİSSALÂTU vesselam vefat ettiğinde, amcasının oğlu Abdullah b. Abbas henüz gençliğe yeni adım atmış haldeydi. Hz. Ömer, halifeliği zamanında bu genç sahabiyi Bedir gazvesine katılmış yaşlı sahabilerle yaptığı istişare meclislerine alıyordu.

Bu hal, bazı yaşlı sahabilerin ağırına gitmişti.

“Bunu niye bizimle birlikte cemaate alıyorsun? Bizim de onun yaşında oğullarımız var?” diye, Hz. Ömer’e sitemde bulundular.

Hz. Ömer kendilerine:

“Onun kimlerden olduğunu biliyorsunuz” diye cevap verdi.

Sonra bir gün Abdullah b. Abbas’ı çağırıp yine onlarla birlikte meclise aldı. Bu kez niyeti, onun bu meclislere alınmaya ne kadar lâyık olduğunu göstermekti.

Sözün bir yerinde Hz. Ömer:

“Cenab-ı Hakk’ın İzâ câe nasrullahi ve’l-feth12 âyeti hakkında ne dersiniz?” diye sordu.

Cemaatten bazıları:

“Yardıma ve fethe mazhar olduğumuz zaman Allah’a hamdetmek ve istiğfarda bulunmakla emrolunduk” diye cevap verdiler. Bazıları hiçbir şey söylemedi.

Hz. Ömer İbn Abbas’a yönelerek:

“Ey İbnu Abbas!” dedi. “Sen de mi böyle söylüyorsun?” İbn Abbas:

“Hayır” dedi ve sustu. Hz. Ömer:

“Öyleyse söyle, sen ne diyorsun?” diye kendisine söz verince, şu açıklamayı yaptı:

“Bu sûre Resûlullah’ın ecelidir, kendisine bu sûre ile eceli haber verilmiştir. Bu sûrede Cenab-ı Hak, resûlüne şöyle demiştir: ‘Allah’ın yardımı ve fethi geldiği zaman, bil ki bu senin ecelinin artık yakınlığına alâmettir. Öyle ise hamdederek Rabbini tesbih et ve ona istiğfarda bulun. O tevbeleri kabul edicidir.’”

Bu yorum üzerine Hz. Ömer:

“Bundan ben de senin söylediğini anlıyorum” diyecek, o mecliste hazır bulunanlar da Hz. Ömer’in bu genci aralarına almasının Kur’ân’la ilgili bilgi ve kavrayış derinliğinden geldiğini anlayacaklardı.




12 Bkz. Nasr sûresi, 110:1: “Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde...”

  25.06.2021

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut