BİR GÜN Cüneyd-i Bağdâdî’nin yanına bir kadın geldi ve: “Oğlum kayboldu, Allah’a dua buyur da oğlumu bana iade etsin” dedi.
Cüneyd, kadına:
“Evine git ve sabret!” dedi.
Kadın gitti, fakat bir müddet sonra yine geldi ve ilk isteğini tekrarladı.
Cüneyd, yine:
“Git ve sabret!” dedi.
Kadın gitti, fakat tekrar geldi ve evvelki isteğini tekrarladı.
Cüneyd, tekrar:
“Git ve sabret!” dedi. Fakat bu kez kadın:
“Sabrım tükendi, tâkatim kalmadı. Ne olur, benim için dua buyur” dedi.
Bunun üzerine, Cüneyd:
“Eğer gerçekten dediğin gibiyse, evine git, oğlun dönmüştür” dedi.
Kadın evine gidince, oğlunun geldiğini gördü. Fakat bu sefer teşekkür için Cüneyd’e gelmişti.
Ona:
“Yâ üstad, çocuğun eve döndüğünü nasıl anladın?” diye sorulunca, Cüneyd-i Bağdâdî bir âyeti hatırlatarak cevap verdi:
“Allahu Teâlâ, ‘Dua ettiği zaman, sıkıntıda kalan muztara icabet eden ve sıkıntısını gideren kimdir?’48 buyurmuştur.”
48 Bkz. Neml sûresi, 27:62.
© 2021 karakalem.net