MEDİNELİ BİR zât Müslüman olmuştu. Fakat, bir müddet sonra irtidat etti, İslâm’ı terkedip müşriklerin safına dahil oldu. Bilahere, yaptığından pişman olup, kabilesine:
“Resûlullah’a sorun, benim için tevbe imkânı var mı?” diye haber saldı.
Kabilesinden bazı adamlar, bunun üzerine Hz. Peygamber’e gelip:
“Yâ Rasûlallah! Onun için tevbe edip geri dönme imkânı var mı?” diye sordular.
Şu âyet, bu olay üzerine inecekti:
“İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkâr eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin lânetine uğramalarıdır. Orada temellidirler, onlardan azap hafifletilmez, onların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesna. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.”65
Âyet ona iletildiğinde, bu Medineli zât, Rabb-ı Rahîm’in verdiği mesajı açık bir şekilde anlamıştı. Tevbe edip yeniden Müslüman oldu ve sahabiler arasına katıldı...
65 Bkz. Âl-i İmrân sûresi, 3:86-89.
© 2021 karakalem.net