İNSANI TEFEKKÜRE çağıran, bütün kâinatı Allah’ın varlığının ve isimlerinin şahidi olarak gösteren, sonra da âlemler Rabbinin rızasını kazanmak için imana ve amel-i salihe davet eden Nahl sûresi, Üveys-i Kârânî ile de tanışmış bulunan büyük zâhid Herim b. Hayyân’ın dünyasında müstesna bir yere sahipti.
Herim b. Hayyân, kendisine ölüm yaklaştığında, “Bize vasiyet et” diyen dostlarına, şöyle demişti:
“Vasiyyet ancak maldan yapılır. Benim ise malım yok. Fakat ben size Nahl sûresinin sonunu tavsiye ve vasiyet ederim.”