Ahsen-i Takvim’e Giden Yol – I

KARACAOĞLAN, ‘DÜNYADA ölümden başkası yalan’ derken hayata atıf yapar.
Zira bilir ki,
İçini burkan, nefsini bunaltan ölüm arazıyla karşılaşmadığı sürece,
İnsan hayata mazhar olduğunu kavrayamaz.
Âlemin tek gerçeği vardır, o da hayattır.
Bütün her şey farzı muhal yaratıcı edasıyla bir araya toplansa bile,
Kendi başlarına hayat nimetine sahip olamazlar.
Çünkü sebepsiz verilmiştir.
Evrenler üstü bir ikramdır.
Ademoğlu ne yaparsa yapsın onu tek başına elde edemez.. [1]

Hayatın dokunduğu her varlık adeta evren kadar genişler.
İnsan hayat sayesinde birken bin hükmüne geçer.
Gözünün gördüğü, elinin yetiştiği her şey onun tasarruf alanına girer.
İhtimal ki hayvanlar öleceklerini bilmedikleri için,
Melekler de ölmeyeceklerini bildikleri için makamları sabit kalmış.
Öleceğini bilen insana ise sınırsız makamlar,
Cahillik ve yücelme imkanları sunulmuş..

Cansız varlıklardan bitkilere,
Bitkilerden hayvanlara,
Hayvanlardan insanlara,
İnsanlardan da diğer insanlara doğru hayat yükselir ve yücelir.
Hayat yardımlaşma üzerine bekâ bulur.
Asla bir mücadele değildir.
Eğer öyle olsaydı, evrenden hayat değil yokluk fışkırırdı..

İnsandan insana yapılabilecek en yüce yardımlaşma hasleti,
Doğrudan hayata yönelik olan katkıdır.
Bir insanın hayatını kurtarmanın,
Ne kadar kıymetli olduğu herkesçe malumdur.
Hele bir de o kişinin sonsuz hayatına ilişkin,
Yapılan inayet ve yardımları düşündüğümüzde,
Elde edilecek erdemin dünyada bir eşi / karşılığı yoktur.
‘Allah ve ahiret var’ deme mesleği olarak da özetlenebilecek,
Risalet-i Ahmediye’nin muhtaçlara ulaştırılması,
Bu minvalde bir katkı ve kazanım sağlamaktadır.
Risalet-i Ahmediye hüküm sürüyorken,
Hayatın her çeşidi bihakkın devam eder. [2]
Resul-ü Kibriya’nın (s.a.v) getirdiği hakikat,
Hem hayatın hayatıdır, hem de evrenin hayatıdır. [3]
İnsan bu sayede ahsen-i takvim sırrına erişme imkanı bulmaktadır. [4]
Risaletinin umûmen terk edilmesi halinde ise evren derdest edilir.
Kainat sergisi toplanır. [5]
Mahlukat hayattan tardedilip uzaklaştırılır.
Kâinat sergisi bu gün de kaldırılmadıysa nedeni,
‘Allah ve ahiret var’ deme mesleği olan tebliğin,
Yani Risalet-i Ahmediye’nin devam ediyor oluşudur.
Bu vazife sürdüğü müddetçe biiznillâh kıyamet kopmayacaktır.
Allah ‘..içinde muslîhler (ıslah ediciler) bulunan bir kavme,
Azap indirecek değiliz’ [6] buyurmaktadır.
Öyleyse içimizde muslîhler bulunan bir halde olmamız gerekiyor..


Dip Notlar:

[1]. Şems-i Ezelînin (her şeyin nurlandırıcısı olan Allah’ın)
Tecelliyât-ı nurâniyesinden (nurâni yansımalarından)
‘İhyâ’ yani ‘hayat vermek’ cihetinde,
Her bir zîhayat (canlı) üstünde öyle bir turrası (mühür) vardır ki,
Farazâ bütün esbâb (sebepler bir araya) toplansa,
Ve birer fâil-i muhtar (kendi iradesiyle tesir sahibi) kesilseler,
Yine o turrayı (mührü, tuğrayı) taklid edemezler..
22. Söz / 2. Makam / Mukaddime / Dördüncü Lem’a / syf: 266

[2]. O zâtın risaleti, imtihan (sınanma) ve ubudiyet (kulluk) için,
Şu dünyanın kurulmasına sebep olduğu gibi,
O zâtın ubudiyetinde yaptığı dua,
Mükâfat (ödül) ve mücâzat (ceza) için
Dâr-ı ahiretin (ahiret yurdunun) îcadına sebep olur..”
Mesnevî- i Nuriye / Reşhalar / 11.Reşha / syf: 29

[3]. ‘Ey habibim! Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım..’
Hadis-i Kutsî Meâli

[4]. ‘Biz insanı en güzel biçimde / ahsen-i takvimde yarattık.
Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına / esfel-i sâfilîne attık..’
Tin Suresi / Ayet: 4 – 5

Ahsen-i Takvim: En güzel surette yaratılma,
Ve bu potansiyelin gereklerinin yapılması halinde de,
Yücelme / yücelerin yücesine ulaşma imkanı kazanma olarak özetlenebilir.

[5]. O üstadın (a.s.m) talimatını ahali dinlemedikleri vakit,
Elbette o kasr (kâinat),
Tebdil (değiştirilecek) ve tahvil edilecek (dönüştürülecek)..
Sözler / 11.söz / syf: 110

[6]. Hud Suresi / Ayet: 117

  21.02.2010

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut