Gerçeği arayanlar

I.
İLAÇLARI YAZILMIŞ olsa bile,
Doktor tarafından imzalanmamış bir reçete geçerli olmaz.
Keza kaşelense bile üzerinde hiçbir kimlik bilgisi olmayan,
Reçete de muteber değildir.
Her iki durumda da işlem geçersizdir.
Bir belgenin geçerli sayılabilmesi için,
Hem kimlik bilgilerinin varlığı,
Hem de o bilgilerin doğru olduğunun,
İmza ile kayıt altına alınmış olması gerekir.
Tıpkı iman ve İslam gibi..
Tıpkı itikat ve ibadet gibi..
İmza imandır, yazılan ilaçlar da ibadetler..

II.
Her çalışkan ve gayretli adam bilir ki,
Kendiliğinden hiçbir şey olmaz.
‘Kendiliğinden oluyor..’ masalı,
Üşengeç ve cahil toplumların kandırmacasıdır.
Ve bu iddiayı savuranlar,
Bunun bir masal olduğunun gayet farkındadır.
Kısacası arif olan anlar ki:
Ne sebepler ne de tabiat,
Kendi kendilerine hiçbir şey yapamazlar..

III.
ABD’nin dünyayı terörize etmesinin nedeni,
Tüm dünyanın dolarize olmasıdır.
Kimse amerikan doları kullanmasa,
ABD bu kadar pervasız hareket edemezdi.
Gelin görün ki teorikte doğru olan bu denklem,
Pratikte pek uygulama sahası bulamıyor.
Zaruretler, alışkanlıklar, menfaatler, ulusal çıkarlar(!)…
Amerika’yı zahiren hep güçlü kılıyor.
Tıpkı iblisin enstrümanları gibi..

IV.
Terörün mahiyeti şu:
Allah’ın (c.c),
Kendilerine ‘medeniyiz’ diyen yabani toplulukları,
Yetiştirdikleri prototiplerle tokatlamasıdır.
Bu kısır döngüden çıkış yolu ise,
Medenî(!) olmaktan değil, ‘Medineli’ olmaktan geçer.
Tıpkı asr-ı saadetteki gibi.
Onlar Medineli olabildikleri için,
“Medenî = Medine’ye ait” nâmıyla ün saldılar da,
Yaşadıkları devreye saadet asrı dendi. [1]
Ey nefsim unutma!.
Medenî kelimesi, Medineli demektir..

V.
İncil’de şöyle bir metin bulunur:
‘Gerçeği arayanlar arkadaştan ötedir, onlar kardeştir..’
Müslüman olsun gayri müslim olsun,
Aynı Allah’a ve ahiret gününe inananlar,
Kaderin Sahibi’nin (c.c) takdir edeceği bir vasatta,
Elbette ortak bir paydada buluşacaklardır. [2]
‘Kötü dünya sendromu’ [3] her yanımızı sarmadan,
Aklı başında yüz milyonlar,
Süper devlet psikozundaki bazı ülkelere,
Gerekli dersi vererek,
Pervasızca hareket edemeyeceklerini göstereceklerdir. [4]
Dünyanın daha yaşanılır bir yer olabilmesi için,
Birbirimizin farklılıklarına,
Tahammül edebilmeyi öğrenmemiz şarttır.
İnsanlık böyle bir birlikteliği başaracak olgunluğa erişmiştir.
Zaman bu gerçeği tefsir edecektir.
Ta ki güneş batıdan doğana dek..



Dip Notlar:

[1]. Metin Karabaşoğlu

[2]. De ki: ‘Ey kitap ehli!
Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin:
Yalnız Allah’a ibadet edelim.
Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım.
Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilah edinmesin..’
Al-i İmran Suresi / Ayet: 64

[3]. Kötü Dünya Sendromu I – II / www.karakalem.net / Aykut Tanrıkulu

[4]. Nasraniyet (Hıristiyanlık),
Ya intifâ (yok olacak) veya istifâ edip (ayıklanıp)
İslâmiyet’e karşı terk-i silâh edecektir (teslim olacaktır).
Nasraniyet (Hıristiyanlık) birkaç defa yırtıldı,
Protestanlığa geldi.
Protestanlık da yırtıldı,
Tevhide (Allah’ın birliğine) yaklaştı.
Tekrar yırtılmaya hazırlanıyor.
Ya intifâ bulup (yok olup) sönecek,
Veya hakikî Nasraniyetin esasını câmi olan (içeren)
Hakaik-i İslâmiyeyi (İslam hakikatlerini) karşısında görecek,
Teslim olacaktır.
İşte bu sırr-ı azîme (büyük sırra),
Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm işaret etmiştir ki,
‘Hazret-i İsâ nâzil olup gelecek,
Ümmetimden olacak,
Şeriatımla amel edecektir..’
Mektubat / Hakikat Çekirdekleri – 21 / syf: 454

  07.09.2008

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut