Büyük Proje (2)
Kalem ile öğretilen..

İnsan arzu duyan bir varlık değildir,
İnsan MUTLAK’ı arzulayan bir varlıktır..
Mustafa Ulusoy



I.

ÂLEMLERİN RABBİ tenezzül- ü İlâhi ile,
Konuşmak istiyor.
Terbiyeden geçmiş bir konuşma istiyor.
İnsanı istiyor..
Kalemi veriyor,
Derk edip öğrensin istiyor.
İsimleri veriyor,
İdrak etsin istiyor.
İnsana kalp veriyor,
İçine yerleşmek istiyor.
Gayrı terk etsin istiyor..
Zat- ı Akdes kelâm ediyor,
Mükaleme edecek bir muhatap istiyor..

II.

Mahlûkatta iki çeşit konuşma var.
Biri ‘mukabele’ diğeri ‘mükaleme’..
Mükaleme;
Allah’ ın Zât’ına muhatap olmayı gerektirir.
Derinlikli ve sezgiseldir.
Mukabele ise;
Yaratıcı’ nın Ulûhiyetine muhataptır.
Sistematik ve iletişimseldir.
Diğer bir ifadeyle;
Mükaleme edenler ‘Rahîmiyyet’ burcunda kelâm ederlerken,
Mukabele edenler ise ‘Rahmâniyyet’ in gölgesinde konuşurlar..
Mukabele;
Karşılıklı bilgi alış verişi demektir.
Âlemin her yanına döşenmiş bir iletişim ağının karşılığıdır.
Minnacık hücrelerin incecik lisanlarından,
Galaktik sistemlerin işleyişine kadar her türlü bilginin,
Tabir caiz ise yukarıdan aşağıya akmasının adıdır.
Burada bir hiyerarşi söz konusudur.
Mukabelede sistematik ve programlanmış bir iletişim söz konusudur.
Oysa mükaleme ise,
Bir nevi otonomi kazanımıdır.
Mükaleme edebilen bir mahluk,
Kendini devamlı geliştirmektedir.
Sonsuza arzulu bir idrak devrededir.
Derinlikli bir bilinç ve
Sezgisel bir sonsuzlaşma yeteneği söz konusudur.
Ene ve benlik duygusu sayesinde,
Cenab- ı Hakkın isim ve sıfatlarının..
Ve nihayetinde,
Zat’ının bilinmesi sürecine uzanan bir yetenek söz konusudur.
Yine tabir caiz ise,
Aşağıdan yukarıya doğru yükselen bir hitabetin adıdır.
Miraç buna güzel bir örnektir.
Cebrail Aleyhisselam’ ın,
Belli bir yerden sonra yükselememesinin sırrı da,
Mukabele yeteneği ile alakalıdır.
Cebrail (a.s), miraç yolculuğunda Hz. Muhammed’ e (s.a.v) şöyle demiştir:
“..Ya Muhammed!.
Bundan sonra sen tek başına devam edeceksin,
Ben bir adım daha atarsam helâk olurum..”

III.

İdrak,
Çok güçlü bir sezgi yeteneğidir.
Derinlikli bir bilmenin adıdır.
Burada, bilgi ötesi bir bilme söz konusudur.
İnsan idrak edebilmesi sayesinde,
Mutlak Olan’ ı arzulayabilmektedir.
Zat-ı Akdes’ e (c.c) muhatap olabilmektedir.
İşte bu özellik,
Ne meleklerde ne de başka hiçbir canlıda bulunmamaktadır.
Gerçi, cinlerde de idrak bulunur fakat,
İnsanınki gibi geniş ve şümullü değildir..
İnsan, derinlikli olan bu algı sayesinde,
Mukabele etmekle kalmayıp,
Mükaleme de edebilmektedir..
İnsanı üstün kılan da işte bu özelliğidir..

IV.

“Kelam” yani konuşmak,
En gelişmiş varlık yeteneğidir..
Evet, beşer (insanlık) bir ümmettir (topluluktur),
“Kelam” sıfatından gelen,
Şeriat-ı İlahiye’ nin [1]
Hameleleri (yüklenicileri),
Mümessilleri (vekalet eden, temsilcileri),
Mütemessilleridir..(benzeyen, suretine giren, cisimlenip görülen..) [2]




Dip notlar:


[1] Şeriat-ı İlahiye: Allah’ ın (c.c) koyduğu İlahi kurallar.

Şeriat-ı İlahiye ikidir.
Biri, sıfat-ı kelâmdan gelen bir şeriattır ki,
Beşerin (insanoğlunun) ef'al-i ihtiyariyesini (isteğe bağlı fiillerini) tanzim eder (düzenler).
İkincisi, sıfat-ı iradeden gelen ve
Evamir-i tekviniye (yaradılışa ait İlahi kanun ve nizamlar) tesmiye edilen (isimlendirilen)
Şeriat-ı fıtriyedir ki,
Bütün kainatta câri olan kavanin-i adetullahın (devam edip giden kanunlar)
Muhassalasından (neticesinden) ibarettir.
(Meleklerin konuşmaları, temsilcilik görevleri.. bu tarz bir fiildir.)

Muhakemat / syf: 112


[2] Melaike dahi, muazzam bir ümmettir ki,
Onların amele kısmı
“İrade” sıfatından gelen Şeriat-ı Tekviniyenin (yaradılışa ait kanun ve nizamların)
Hamelesi (yüklenicileri),
Mümessili (temsilcileri),
Mütemessilidirler. (benzeyen, suretine giren, cisimlenip görülen..)

29.Söz / 2.Esas / syf: 479

  15.10.2006

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu




© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut