‘İki kere iki dört etmeyebilir’: Tevbe sûresinden bir ekonomi dersi

Zeyneb Hafsa

Bütün rasyonel çıkarımları aşma kudretindeki yegane varlık olarak Allah dilerse sınırsız lütfundan verir de ortada yoksulluk kalmadığı gibi bilakis zıddı dahi vuku bulabilir. Ekonominin birincil mevzu haline geldiği bugünlerde insanoğlu kolaylıkla rızık kaygısına kapılıp yapılması gerekenlerden sapabilir. İşte bu durumlar için Tevbe 28 ayetini hatırlamak faydalı olacaktır.


KUR’ÂN-I KERÎM’İN HER BİR AYETİ sayılamayacak kadar hikmetle, anlamla dolu diye iman etmekteyiz. Bunlar arasında insanın anlam dünyasına en çok yansıyanlar sanırım ki insanın yaşayıp tecrübe ettikleri ve meşgul olduğu şeylerle en çok ilgili olanlarıdır. Benim için de iktisat, ticaret, rızık, zenginlik vb. hususlarla ilgili ayetler, çalıştığım alan olan İslam iktisadıyla bağından dolayı böylesi bir konumda. Bu kapsamda bu yazıda değinmek istediğim ayet, Tevbe 28. Bahsi geçen ayetin meali şöyledir:

“Ey iman edenler! Bilin ki Allah’a ortak koşanlar (müşrikler) pisliğe batmışlardır; artık bu yıldan sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan endişe ederseniz unutmayınız ki Allah size -dilerse- kendi lütfuyla bolluk verir. Allah bilmekte, hikmetle yönetmektedir.” (Diyanet Meal-Tefsiri, Tevbe Suresi, 28. ayet).

Ayette müşriklerin Kabe’ye alınmaması ile ilgili hükümler bizim buradaki ana mevzumuz değildir. Dileyenler buna dair detaylara Diyanet’in meal-tefsirinden bakabilir.(*1) Burada asıl odaklanmak istediğim husus, ayetin ikinci kısmıdır. Bu kısmın başında ne denmektedir? “Eğer yoksulluktan endişe ederseniz…” Ayetin başı ile burası arasında ne gibi bir ilişki vardır? Tefsirlerden ve hadis literatüründen edindiğimiz bilgilere göre Kabe, İslamiyet’ten önce de önemli bir ticaret merkezidir. Müşriklerin oradan alıkonulması demek orada ticaret yapacak bir grubun ortadan kalkması demektir. Ekonomi diliyle söyleyecek olursak müşrik üreticilerin arzının ve müşrik tüketicilerin talebinin azalması demektir.

Böylesi bir durum bugünün ekonomi literatüründen değerlendirilecek olsaydı şu gibi çıkarımlar yapmak söz konusu olurdu; talep ve arzın düşmesi demek, toplam tüketim ve üretim hacminin azalması, buna bağlı olarak istihdamın azalması, daha az üretim ve daha az satış, daralma, az kazanç, yoksullaşma demektir. Nitekim ayette de bu en son noktaya vurgu yapılıyor; “eğer yoksulluktan endişe ederseniz…” Ayette endişe etmekle ilgili kelime olarak “ve in hıftüm” yani “korkmak” kelimesi kullanılmaktadır. Bu da bir başka yazısının konusu olsun inşallah diyerek devam edelim. Bir üst paragrafta sıraladıklarımız ise bugünkü ekonomi bilimi mantığı açısından çok açıktır. Hatta bu mantık artık genel insan mantığıdır da. Bu mantık deterministik, rasyonel bir mantığa dayanmaktadır: Kabe’ye müşrik gelmemesi eşittir daha az kazanç, eşittir yoksulluk. Halbuki bu mantık aynı zamanda pozitivist bir mantıktır da. Yani sadece fiziksel, maddi aleme odaklı olup metafizik alemin olasılıklarını safdışı etmektedir. Nitekim ayetin geri kalan kısmı tam da buna dairdir: “… unutmayınız ki Allah size -dilerse- kendi lütfuyla bolluk verir.” Ezcümle, maddi alemdeki bütün sınırlı rasyonel çıkarımları aşma kudretindeki yegane varlık olarak Allah eğer dilerse -ki ayetin en sonunda vurgulandığı üzere bu, âlim/bilici ve hikmetli bir dilemedir- kendi sınırsız lütfundan verir de ortada yoksulluk kalmadığı gibi bilakis zıddı dahi vuku bulabilir.

Son olarak, neden bu yazıda özellikle bu ayete değinmek istedim? Çünkü bugün dahi ve belki de özellikle bugün bizlere çok şeyler söylemektedir bu ayet. Ekonominin gerek dünya genelinde gerek Türkiye açısından birincil mevzu haline geldiği bu günlerde insanoğlu kolaylıkla rızık kaygısına kapılıp yapılması gerekenlerden sapabilir. İşte bütün bu durumlar için bu ayeti hatırlamak faydalı olacaktır. Zira ayetin dediği gibi, eğer Allah tarafından yapılması istenenler yapılırsa görünürde zorlu bir durum olsa bile Allah’ın bu durumu tersine çevirme gücü vardır.


  03.01.2022

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut