HAYATIN DENİZALTI ŞEHİRLERİ, gönlümüzün gizemli sokakları, daima bir adres aramanın iklimine çekmiştir bizi. Gideceğimiz yerin adresini mektup, telefon, kartvizit, gazete, dergi vb. yollardan öğrenip düşeriz peşine o kıvılcımın.

O adrese nereden, nasıl gidilir? Gittiğimiz yerde şifa ve çözüm bulabilir miyiz? Gerçekten gitmemiz gereken yer midir orası? Oraya gittiğimizde derdimizin devasına merhem bulacak kişiyle görüşebilecek miyiz? Cebimizdeki defterde birçok adres vardır ve biz gün boyu, gece boyu yürür, yürürüz.

İnsanın neci olduğu, nereden gelip nereye gittiği sorularının cevabını verecek bir adresin peşinden koşmuştur insanlık yüzyıllar boyu. Aramıştır. Bir sürü adres çıkmıştır önüne. Bu adreslerin hangisine gitmelidir insan? Hangi adres, insana gerçek ve bitmeyecek bir mutluluğu verecektir? İnsanın en derin, en değişmez isteği olan sonsuz, hangi adreste saklıdır?

Adres doğru olunca, oraya farklı yollardan da gidilebilir elbette. Kısa veya uzun yoldan, bisikletle, arabayla veya uçakla. Ama adresi doğru tespit etmektir aslolan.

Her adres, bir sorunun cevabı niteliğini taşır. O adresi kimden aldığımız da, soracağımız soruyu ve alınacak cevabın güvenilirliğini özünden ilgilendirmektedir. Kime sormaktayız adresleri ve neler sormaktayız?

Gülün, özgürlüğün adresini alabilir miyim? ...