Arşiv

 Kâinattan Haberler

“IŞıK Kirlenmesi”ne Hayır!

Çocukluğumuzun renkli dünyasında, geceleri dünya kararır, göğün yüzü şenlenirdi. Çünkü, yerin ışıkları göğün kandillerini boğmuyordu. Oysa şimdilerde sokak lâmbalarının ve projektörlerin ışıklarını yansıması yüzünden, büyük şehirlerde geceleri yıldızlar görülmüyor. Görülse de, çok çok azı görülüyor. Bu durumdan rahatsız olan bir grup Amerikalı, Uluslararası Karanlık–Gökyüzü Derneği’ni kurmuşlar. Derneğin amacı, geceleri gökyüzünün karanlık halde kalmasını temin için çalışmalar yapmak. Nitekim, yapılan araştırmalar sokak aydınlatmaları için kullanılan lâmbaların biçimi veya takıldıkları yerin konumu değiştirilerek hem yüzde 30 enerji tasarrufu sağlanacağını, hem de göğün karanlığına daha az zarar verileceğini göstermiş. Keza, hırsızlık korkusuyla yapılan yoğun aydınlatmalar yerine loş ultraviyole aydınlatmasının hem daha işe yarar olduğu, hem de göğün karanlığını bozmadığı görülmüş.

Audubon’a konuyla ilgili bir yazı yazan Dava Sobel, uzayın karanlığında göğü seyreden astronomların “ışık kirlenmesi”nin bizi hangi güzelim manzaralardan mahrum ettiğini en keskin biçimde hissettiklerini belirtiyor ve şöyle diyor:

“Işık kirlenmesi, Samanyolunu tehdit etmiyor ve yıldız kaymalarına mani olmuyor bile olsa, geceleri gökteki bu güzel mahluklarla kurmamız gereken insanî bağı mahvediyor.”

Örümcek ağının sırrı

Çelikten daha güçlü, naylondan daha esnek, kurşun geçirmez bir yelekten daha sıkı… Böyle birşey ne olabilir ve bunu kim yapabilir?

Wyoming Üniversitesi’nden Randy Smith’in cevabı, “örümcekler”. Aslen bir moleküler biyolog olan Smith, 1988’den beri, “örümcek ağları” üzerinde çalışıyormuş; ve örümceğin ürettiği ipeğin tüm bu özellikleri taşıdığını görmüş. Örümceklerin, yedi ayrı salgı bezinden yedi farklı ipek ürettiğini tesbit eden Lewis, bir örümceğin haftada kaç metre ipek ürettiğini de hesaplamış: 300 metre. Şimdilerde, bu “en yumuşak ve en sert” nimetin nasıl seri halde üretilebileceği üzerinde kafa yoruyormuş. Kafasından geçen şey, örümceğe dercedilmiş ipek–imali genini bir bakteri ailesine nakletmek ve bu işte bakterileri istihdam etmek.

Lewis’in planına göre, beş yıl içinde, örümceğin ipeği, insanlığın istifadesine hazır olacak. Uçakların kabloları, araba tamponları, yaraları dikmede kullanılan iplikler ve kirişler bu ipekten yapılacak. Böylece insanlar “sebep âciz, sonuç ise mükemmel” zıtlığını bir kez daha görüp, sebeplerin ardındaki Mûcid–i Hakikî’yi de tanımış olacaklar belki de…

Serçelerin dili

İstanbul’daki bir serçenin ötüşünün, meselâ Bağdat veya Eskişehir’deki serçelerden farklı olduğunu biliyor muydunuz? Ya İzmir’deki bir bülbülle Siirt’tekinin de farklı öttüğünü?

Glamorgan Üniversitesi’nden Lance Workman sabır isteyen, ama zevkli bir araştırma sonucu bu gerçekle tanışmış. Bir hayvan psikologu olan Workman, yıllarca İngiltere ile Galler’deki değişik bölgelerden kuş sesleri toplamış. Her bir bölgedeki serçelerin, bülbüllerin, nar kuşları ve kırlangıçların ve başka bazı kuşların sesini teybe almış. Sonra bu tatlı nağmeleri notaya dökmüş ve şunu görmüş: Aynı bölgedeki serçeler, aynı cinste melodiler besteliyorlar. Başka bir bölgedekiler de kendi içlerinde aynı, diğer bölgelere göre farklı besteler yapıyorlar.

Bu durumun diğer kuşlar için de geçerli olduğunu görmüş Workman. Yani her bir kuş cinsinin ayrı bir dili olduğu gibi, ayrı yerlerde yaşayan aynı cinste kuşların da lehçeleri farklıymış. Ve yavru kuşlar, o bölgenin lehçesini büyüklerinden öğreniyorlarmış.

Herşeyi hikmetle yaratan Hakîm bir Rabbin bu işinde hangi hikmetler gizli olduğunu da incelemiş Workman. Görmüş ki, kuşlar, meselâ serçeler bu şekilde tanışıp anlaşıyor; ona göre evleniyorlarmış. Sözgelimi, iklimi soğuk bir yerde yaşayan serçeler, lehçeleri farklı olan, sıcak bölgelerdeki bir serçeyle değil, “hemşehrileri” olan serçelerle evleniyormuş. Bu ise, genetik açıdan daha münasip, daha hikmetli bir durummuş. Yavru kuş, bu sayede, Rabbinin kendini yaşatacağı bölgeye daha kolay intibak ediyormuş.

  15.05.2004

© 2021 karakalem.net



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut