Hac ve tuz

DENİZE BAKAN kadın ağlamaktadır, onu gören başka bir kadın yanına yaklaşır, "ağlıyorsunuz" der. Bir yere otururlar.

   Kadın başlar anlatmaya; bu yıl Hac çıktı onun için ağlıyorum!

   Nasıl olur efendim sevinmelisiniz?

   Yıllar önce hacca gitmiştim otelde yemeği kendimiz yapıyorduk. Tuz ihtiyacı oldu, bilmeden fazla tanımadığım birinin tuzunu kullandım, hakkını helal et dedim, etmem dedi!

   Parasını verelim yok, yerine tuz verelim yok kabul etmedi. Sonrasında hac dönüşü aradım buldum. Ümidim öfkesinin geçmiş olması idi.

  Nafile.

  Yine hakkimi helal etmem diyor başka bir şey demiyor. Velhasıl helalleşemedik.

  Bu yıl yine hacca gideceğim; benzer bir olayın olmasından korkuyorum, ağlayışım ondan.

   Deniz ve kadın. Hac ve tuz. Korku ve ümit. Kabul olmama korkusu, affedilme ümidi.

   Kaderin kelimeleri denizin dalgaları gibi değişken ve sabit. Bütün dalgalar birbirinden bağımsız ve birbiriyle bağlantılı; denizi bütün gören kelimeleri birleştirip cümleyi okuyabilir.

  Diğer kadın da daha sonra hacca gider; bir daha görüştüler mi bilinmez.

  Hadiselerin iç yüzü meçhulümüz; evveli ahiri ile, zahir batınla buluşturulmadığında ağlayışlar anlamlandırılmaz, sevinçler sonrası görülmez. 

   Neden düşünmeden tuzu aldı, diğeri neden hakkını helal etmedi? Tuz yüzünden haccı kabul olmamış olabilir mi?

   Belki de derin hiçlikle ağlayış onu kurtaracak; tuz onu rızaya eriştirecek. İstenen çok amel değil; samimiyet.

   Bir çiçeğin, bir tuzun, bir denizin, bir yıldızın, bir hadisenin etrafında hakikat tavafı yapmak; tuz vermeyenden hikmet devşirmek; kim bilir kaç hac hakikati ve sevabı kazandırır.

   Deniz gibi amel çokluğu bir kefeye samimiyet dolu bir damla gözyaşı diğer kefeye, hangisi ağır basar?

   Kusurunu görmek kusur yapma korkusu ile ağlamak; kulluk s'ayine götüren yol değil midir?

   Pişmanlık vakfesi; kusur dolu denizde boğulma endişesi ve o kadar da tövbe istiğfar kulaçları ile selamet sahiline yüzme ümidi...

   Kader denizinde iki kadının Hac ‘da karşılaşması ve tuz yüzünden ayrı düşmeleri; bilinmezlik ufkuna açılan bir gemi gibi sanki.

   Kim bilir hangi sahile uğrayacak o gemi?

  22.10.2018

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut