Sükût Süzgeci

İNCİR ÇEKİRDEĞİNİ doldurmayan konuşmalardan kaç çuval var ağız mahzenimizde. Mahzuniyeti ve masumiyeti olmayan kelimeler uçuşuyor boşluğumuzdan, boşluğa. Boş boğaz boğazlıyor ölü eti; kokuyu hissedemeyecek kadar hissizleşmişiz!

Uçuşan kelimeleri ifsat avcıları havada yakalayıp bomba diye geriye atıyor. Havanda su dövmekten geri durmuyoruz; O taraf bu taraf; incinecekmiş, incitirim endişesi taşımadan taşı gediğe koyma derdindeyiz!

Yerinde olmayan kelimeler yer bildiriyor, savunmasız bırakıyor, yeni alanlar açıyor müfsitlere. Sinek vızıltısı sanal aşınma; yılanları göz ardı ettiriyor. Sabun köpüğü saldırılar ayağın kaydırdığını fark ettirmiyor.

Bir parça sükût bütün boş kelimeleri yutacak güçte; güçsüzlüğümüzden bu gücü göremiyoruz. Çürük incir çuvalları taşımaktan yorulmuşuz; hakikat bir çekirdekte ağacı okuyamıyoruz!

Okumak sükûttur; konuşan okuyamaz. Dinlemek; çekirdekti ağacı, ağaçtaki meyveyi… Sonra hakikati dillendirmek ve yine sükûta gömülmek, sonra bir gönülde dirilmek…

Sırrın sadefinden çıkan kelime yine bir başka sırrın sadefine girmeli değil mi? Kelimeyi boşluğa düşürmek sırrı incitir, sır olup gider sır…

Müfsitlerin ısırdığı kelimeler nifak kokar, girdiği yeri zehirler. Bir çuval değil bir incir bahçesi bozulur, Pazar çürük incirle kokuşur, sosyal hayat sarsıntıya uğrar.

Kışır kelimelerin kışkırtıcılığında değil de inci hakikati çıkaran kelimeleri konuşmak; sukuttan üstün bir hal… O hal içinden çıkılası bir hal değil. Ne zaman ki çıkıldı müfsitlerin hücumu inciyi incitti, hakikati kaçırttı, muhabbeti uçurttu, samimiyeti savurdu.

İncir çekirdeğindeki sır; ne kelimelere sığar, ne de çuvala. Ne kadar konuşulsa, ne kadar susulsa yeridir. Çekirdek ağaç, toprak dünya, güneş sistemi galaksi, galaksi kümeleri… Meğer çekirdek ne büyük, kâinat ne küçükmüş!

Dilimizden akan kelimeler dizimizi vurdurmayacak denli naif olmalı değil mi? Sükûtun süzgecinden geçen inciler kimi incitir?

İncinmemek incitmemek, kırmamak kırılmamak, kızmamak kızdırmamak; inci sır olup incir çekirdeğine girmiş; insan-ı kâmil diye görünmüş!

Dünya mahzeninde kaç tane vardır ki O inciden? Arayan bir tanesine bulsa yeter, aramayana söz yok.

  13.03.2017

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut