Saadetin sırrı

ARTIK GÜVENECEK kimse yok mu? İtimat edilecek birileri bulunmaz, dost diyebileceğimiz kişiler kalmamış mıdır? Tablo bu kadar kara ve karamsarlıkla mı doludur?

Eğer böyle ise orada hayattan, muhabbetten, hikmetten, hakikatten bahsetmek mümkün mü? Güneş sönmüş, Ay ışığını kaybetmiş, rüzgâr esmez, bulut kaymaz, yağmur yağmaz olmuştur; kıyamet beklenir bir gelecek değildir artık!

Dünya gemisi meçhule demir atmıştır! Nefsin kara deliği “ben” den bakınca böyle görmek mümkün dünyayı, hayatı, hadiseleri, şahısları…

“Hiç” in penceresinden bakınca hiç de öyle değildir aslında. Hiç, asla ayinedir; asıl varlığı yansıtır, noksansızlığı gösterir, kusursuzluğu anlatır. Hiç kulak duyar bu sesi, hiç göz görür bunu, hiç akıl idrak eder bu hakikati, hiç vicdan ihtizaza gelir bu hiçlikle!

Bu hiçlik tezkiye edilmiş nefistir, kurban edilmiş benliktir, arınmış enedir. Bu hiçlik yüksek bir makamdır, kolay elde edilir bir mertebe değildir.

Bazen dostlarla, bazen malla, bazen zulumatla, bazen muhtaçlıkla, bazen hastalıkla, bazen hainlerle, bazen ahmaklarla sınanınır da erişilir bu makama.

Yalnızlıktır bu yolun yareni; yolun sonunda erişilir dosta, arkadaşa, yarene, cana, canana. Kalabalık yollarda yalnız yürümek, gürültüde sessizliği dinlemek, çoklukta biri bulmak, kesret denizinde vahdet kayığını binmek gibi bir şeydir bu hiçliğe giden yol.

Konuşmaktan çok dinlemek, bakmaktan çok görmek, düşünmekten çok tefekkür etmek, susmaktan çok zikretmek, gülmekten çok ağlamak, zevkten çok keder, sevinçten çok hüzündür bu yolcunun katığı…

Bilir ki o yolcu; saadetin sırrı; sabır ve sevgidir. Sabırsız sevgisiz bir adım bile atılmaz bu yolda. Bir alışıldı mı sabra ve sevgiye; dağlar kenara çekilir, sahralar açılır, kederler kenara çekilir, elemler delinir geçilir, dünya çiğnenir yürünür.

Dost kapısını açmışsa her şey dosttur. Eşya arkadaş, hadiseler dosttan gelen mektuplardır. Keder de birdir, sevinç de. Darlık da birdir, genişlikte…

Dünya ahiretin tarlası, esma hüsnanın okulu olmuştur. Dünya dosttur artık, nefis ise dosta götüren binek.

Dünya dönüyor, güneş ışıyor, ay aydınlatıyor, rüzgâr muştu dağıtıyor, yağmur müjde diye yağıyor; nefis kışından hakikat bahar diriliyor, cennet yaz yakın inşallah. Sabra ve sevgiye devam.

  25.04.2016

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut