TWİTTER İCAD oldu, mertlik bozuldu. Ne yazık ki yaşadığımız acı tecrübeler bunu gösterdi bize. Bu konuda ilk dikkati çekenler arasında ne idüğü belirsiz nick’lerin ardına saklanan klavye kahramanları ve “fenomen” olma sevdalısı şöhretperestler geliyor. Bunların yanı sıra başarıya giden her yolu mubah görüp bot hesaplarla algı operasyonu yapmaya çalışanları da bir kenara not etmek gerek elbette.
Özelde Twitter’ın, genelde ise tüm sosyal medya mecralarının toplumsal bazı yan etkileri oldu üzerimizde. İlk başta gelen yan etkisi ise tüm paylaşımcı görüntüsüne rağmen insanın egosunu şişirmesi.
Benzeri pek çok tezadı içinde barındırıyor sosyal medya mecraları. Bir diğeri de, sanki çok ilgiliymiş gibi dünyanın öte ucunda olan bitenlerle ilgili ahkâm kesip, kendini unutmak. Buna belki kısaca haddini bilmemek de diyebiliriz. Bu haddini bilmeme marazının bir diğer tezahürü de, örneğin 15 yaşındaki gencin 50 yaşındaki bir büyüğüne tabir-i cazise “ayar vermeye” çalışması, daha da ötesi “laf sokmaya” çalışması...
Mizah ve ciddiyet arasındaki o ince çizgi
Diğer bir mesele ise mizah... Kalitesiz ve ahlaksız mizah üzerine konuşmaya gerek yok. Fakat maalesef mizahı iyi niyetli ve kaliteli şekilde kullananlarda da ciddi bir denge problemi mevcut. Sürekli “geyik” yapınca, sürekli hicivli yazınca, artık hiçbir söylediğinin ciddiye alınmaması gibi bir ikilemle karşı karşıya bu kullanıcılar, tabi ki özellikle troll’ler...
Mizah yapacağım derken mizah konusu olamayacak kişi ve kavramları umarsız ve merhametsizce mizah konusu edinmek de bir diğer ölçüsüzlüğü sosyal medya mizahının...
Yüz yüz gelse asla söyleyemeyeceği şeyleri klavye marifetiyle, ekranın ve sahte nick’lerin arkasına sığınarak söylemek de işte özellikle Twitter’ın “mertlik bozucu” tarafı. Twitter kahramanları söylediklerinin hesabını vermeyeceklerini sanıyorlar, vur-kaç yapıyorlar. Fakat attıkları her iftiranın, söyledikleri her yalanın ve kırdıkları her kalbin hesabının her şeyin ve herkesin sahibi olan Rabb-i Rahim tarafından en kötü ihtimalle şu üç günlük dünya bittiğinde sorulacağını, sözlerinin de amelden sayılacağını ne çabuk unutuyorlar...
Muhatap almak ya da almamak: işte bütün mesele bu...
Kırma-kırılma/ezme-ezilme ilişkilerine maruz kalmamak adına görebildiğim en önemli koruma tedbiri, muhatap almamak. Twitter’ın kullanıcılarına sunduğu kendilerince belki de en değerli şey olan, herkesi ulaşılabilir kılma, herkesi herkesle muhatap olabilir kılma meselesi kanaatimce ilişkilerimize çoğunlukla fayda sağlamıyor, bilakis zarar veriyor.
Her şeye rağmen, sosyal medyanın faydalarını da görmezden gelemeyiz elbette. Başta medyadaki tekelleri kırarak haber alma kanallarını oldukça genişletmesi geliyor kanaatimce. Yanı sıra, mesajınızı kısa sürede çok sayıda insana ulaştırabilmeniz için maliyetsiz ve çok önemli bir mecra.
Umarız sosyal medya maceramızda, bunlar ve benzeri faydalar, yukarıda bahsettiğimiz ve bahsedemediğimiz daha pek çok marazın önüne geçer...