Ümit Yusuf kuyularda

ZEMHERİ SOĞUKLAR ruhumuzu üşütürken sükûtun sığınağına sığınmaya ne kadar da muhtacız bugünlerde. Yaralı kalplerle kardeşleriyle vuruşmak ne acı verici, ne incitici, ne açık verici, ne dehşet verici. Savruluyor, devriliyor, dökülüyoruz…

Soğuk çok soğuk… Gurbet kadar yakıcı, sürgün kadar acıtıcı soğuk... Kelimeler kurşun olmuş kardeşinin kalbini deliyor. Soluksuz sözler ruhları tarumar ediyor; sükûtun kalelerine girmekten başka yapacak bir şey var mı?

Oturanın kalkmaması, ayakta olanın yürümemesi, yürüyenin koşmaması; aksine yürüyenin durması, duranın oturması, oturanın yerinden kalkmaması… Sükût içre sükût… Sadece hakikat konuşsun; konuşan tek hakikat olsun.

Gürültüde hakikat konuşur mu, kavgada hikmet bulunur mu, münakaşada gerçek devşirilir mi? Sözsüz konuşmak, kelimesiz anlaşmak; hakikat ehlinin hal dili anlaşması değil mi? Bu halden kopuşumuz bizi hale düşürmedi mi?

Konuşmak elbet; hakikat için konuşmak, hikmet için konuşmak; hakikati yüceltmek için konuşmak, hikmeti göstermek için konuşmak; nefsi ve hissi, kırıcı ve kavurucu konuşmamak…

Sıcak çok sıcak… Salih amelleri yakan sıcaklık; zan ve gıybete başvurmak, fasıkın getirdiği haberi doğru diye sarılmak ne yakıcı sıcaklık.

Soğuk ateş olmuş yakıyor, sıcak soğuk olmuş kavuruyor. Zemheriler yağıyor kalplere; kaleler düşüyor, şehirler üşüyor; Mısır sıcak, Suriye ölüm soğukluğunda. Ağlamayı bile bilmiyoruz; aldanışlardan onu da unuttuk; gülmek ne ki?

Ümidimiz Yusuf kuyularda, Yunus karınlarda… Azizliğe giden yolu, sahile çıkan güzergâhı biliyorsak hakikati konuşmaktan başka yapacak tek şeyimiz var; o da sükût.

Dinlemek konuşmaktan önce gelir; iki kulaklı insanlar bir dilimiz olduğunu ne çabuk unuturuz.

Soğuktan pencereleri açmak değil kapamak, fitne zamanlarında ağızları sadece hakikati ifade dışında açmamak; büyümüş yaraları daha fazla büyütmeyi, gelen tehlikeyi daha fazla tehlikeli etmeyi belki önler, ümidimiz o yönde, duamız o istikamette.

Dua ve ubudiyette bütünleşirsek; bu badireyi kısa zamanda, az zararlı ile belki de karlı çıkararak atlatabiliriz.

  10.02.2014

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut