Yuşa’lara düşen

İSTER MUSA, ister Hızır, ister Yuşa yolunda ol; yolda ol. Hakikatin yolu; yolun hakikati kadar çok çünkü. Mevsimler kadar renkli, an kadar uzun ve derin. Toprak kadar kesif, su kadar akışkan, hava kadar nurani, ateş kadar yakıcı hakikat…

Mevsimlere uğrar, renklere girer hakikat; fakat hiç değişmez, her an aynıdır, her an sabittir. Bazen suyun yeşili balık olur sıçrar; bazen toprağın yeşili çiçek olur açar; bazen ateşin rengi kırmızı olur güler; bazen havada reşha olur kanatlanır.

Mevsim kabında, “an” “an” gezer hakikat. Kış bahara rakip midir; ya sonbahar yaza zıt? Nihayetinde birbirini netice veren, birbirini besleyen, birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen; anlardır mevsimler ve değişmez hakikate doğru yol alırlar…

Her mevsim hakkın hakikat yolcuları vardır; kimi toprakta, kimi suda, kimi ateşte mücadele eder, mucahede eder. İbrahim hakikatine eren ateşte yanmaz, Musa hakikatine eren suda boğulmaz, Hızır hakikatine eren hayat rengi yeşille boyanır, Yuşa hakikatine eren sadakate sarılır…

Musa (a.s.) hakikat adına Hızır’a (a.s.) itiraz eder; Yuşa (a.s.) karışmaz hakikat müzakerelerine. Sadakat bekçisidir O, bekler yol arkadaşını…

Üç itiraz; yolların ayrılışı… Kavga yok, çatışma yok, sataşma yok, birbirini engelleme yok. Hakikat makamının hakkı var, sonrasında; mevsimlerin, renklerin, anların kendi yolunda yürüyüşü…

Üç itirazın üç tevili mademki Kelam- Ezeli Kur’an’da geçiyor; bütün zamanlar, bütün mevsimler, bütün anlar bu hakikati okuyor ve hakikat yolcuları bu hakikatle yürüyor…

Balık toprakta yaşar mı; bırak ab-ı hayat suyuna gitsin. Gül suda yaşar mı, bırak toprakta nevş-ü nema bulsun. Hızır yolunda gidenler Musa’ya zıt değil; Yuşa yolunda olanlar Hızır’a muhalif değil.

Nefislerin, hislerin karıştığı yerde itirazlar kavgaya, müzakereler münakaşaya, fikirler atışmaya dönüşür; orada Musa yoktur, Hızır yoktur, Yuşa da yoktur. Renkler soluk, mevsimler sönük, an cansızdır.

Hakikatin olmadığı yerde hakikat aramak; neticesiz adımlarla boş yolculuğa çıkmaktan başka nedir? Sonu kaybediş, sonu yıkılış olan bir yolculuk…

Renklerin, mevsimlerin olmadığı yolda yürümektense oturup beklemek en iyisi; belki Musa gelir, belki Hızır, belki ateşler arasından İbrahim hakikati. Yuşa’lara düşen susmak olmalı.

Sadakatle susmak tarafsız olmak değildir; taraf olmaktır, fakat tarafgir olmak değil. Hakikat her mevsim konuşurken dinleye bilmek, hakikat yareninin yanında yürümektir Yuşa’lara düşen.

  09.12.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut