“Ne o ne de bu olamayan” bir gençlik

Nuriye Çakmak

Ateistlerin yüzde 13,3’nün düzenli, yüzde 33,6’sının ise ara sıra namaz kılması araştırmanın en dikkat çekici verilerinden biri. Kendini 'ateist' olarak tanımlayanların yüzde 59'u düzenli oruç tutuyor, yüzde 43'ü cuma namazına gidiyor. Buna karşın kendisini "İslamcı" olarak tanımlayan gençlerin yüzde 17,8'i ise hiç namaz kılmadığını belirtiyor!


DAHA ÖNCE gerçekleştirdiği “Aile araştırması” ile büyük bir eksikliği dolduran Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi (SEKAM), geçtiğimiz günlerde “Türkiye Gençlik Raporu: Gençliğin Özellikleri, Sorunları, Kimlikleri ve Beklentileri” başlıklı bir başka çalışmaya daha imza attı. Türkiye genelinde 81 ilde, 5541 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışma, son yıllarda yapılmış en kapsamlı gençlik araştırması olma özelliğini taşıyor.

2012 yılı verilerine göre 75 milyona yaklaşan Türkiye nüfusunun yaklaşık 19 milyonu yani yüzde 25’i 15-29 yaş grubundaki gençlerden oluşuyor. Toplumda böylesi bir yoğunluğa sahip olan gençlerin tercihleri, Türkiye’nin şu anki profili ve geleceğiyle ilgili önemli işaretler taşıyor.

Araştırmada ilk olarak gençlerin kendilerini gelenek-modern ekseninde nasıl konumlandırdıkları sorgulandı. Gençlerin yüzde 16’sı kendini modern olarak tanımlarken, yüzde 12’si geleneksel olduğunu vurguladı. Buna karşın yüzde 72’lik çoğunluk ‘biraz modern biraz geleneksel’ cevabını verdi. Yani gençlerin dörtte üçü kendisini iki zıt kavramın tam ortasında tanımlıyor.

Araştırmada kendilerini “İslamcı, Ülkücü, Muhafazakâr, Liberal, Sosyal demokrat, Milliyetçi, Sosyalist, Atatürkçü, Dindar, Müslüman, Komünist, Ateist, Kemalist, Laik, Devrimci, Demokrat, Feminist, İlerici” olarak tanımlayan gruplar içinde Müslüman kimliği bir üst kimlik olarak yüzde 39 gibi bir oranla birinci sırada yer alıyor.

Kendilerini birbirinden çok farklı kimliklerle tanımlayan gençler, ana dilde eğitimin bir hak olduğu konusunda anlaşmış durumda. Buna benzer şekilde kamu çalışanlarının başörtüsü takmalarına izin verilmesine yüzde 70 gibi bir çoğunlukla destek veriyorlar. Konuyla ilgili en ilginç ayrıntı ise farklı kesimlerden büyük oranda onay alan başörtüsü serbestliğine Ülkücülerin yüzde 16’sınin, Muhafazakârların yüzde 12’sinin, Dindarların yüzde 13’ünün, İslamcıların yüzde 13’ünün ve Müslümanların yüzde 21’inin karşı çıkması.

Araştırma sonuçlarına göre dini, siyasi ve ideolojik kimliğe bağlı olmaksızın gençler yüzde 60’lık bir oranla Türkiye’nin en önemli sorununun terör olduğuna inanıyor. Gençlere göre Türkiye’nin ikinci derecede önemli sorunu işsizlik ve eğitim. Ahlaki yozlaşma seçeneği ise yüzde 17 ile listede kendine yer bulabiliyor.

Bir dönem sıkça gündeme getirilen irtica konusu ülkenin sorunları listesinde yüzde 1’in altında bir orana sahip. Gençler benimsedikleri siyasi, ideolojik ve dini kimlik her ne olursa olsun irtica gibi bir sorun ve tehlikenin var olmadığına inanıyor.

Çarpıcı verilerden bir diğeri de laiklikle ilgili soruda ortaya çıkıyor. Dindar kimliğini benimseyenlerin yüzde 77’si, İslamcı kimliğini benimseyenlerin yüzde 76’si, Ülkücü kimliğini benimseyenlerin yüzde 78’i ve Müslüman kimlik mensuplarının yüzde 76’sı laikliğin önemli ve değerli olduğuna inandığını belirtiyor.

Aile değerleri ile ilgili olarak ortaya çıkan sonuçlara göre gençlerin yüzde 88’i aile kurumunu önemsiyor. Çocuk sahibi olmada evliliği önemsemeyen gruplar arasında yüzde 29,6 ile kendilerini Ateist olarak niteleyenler birinci, yüzde 17,4 oranı ile Komünist olarak niteleyenler ikinci sırada. Aynı konuda dikkat çekici ve düşündürücü bir başka nokta ise, kendilerini Dindar, İslamcı, Müslüman ve Ülkücü olarak tanımlayanların yaklaşık yüzde 8’inin çocuk sahibi olmak için evlenmeyi şart olarak görmemesi ve yaklaşık yüzde 3’nün de bu konuda kararsız olmaları oldu.

Son günlerde gündemi işgal eden kızlı-erkekli aynı evde yaşama sorusuna verilen cevaba göre gençlerin yaklaşık yüzde 25’lik kesimi, siyasi, ideolojik ve dini kimlikleri her ne olursa olsun bu görüşe katılıyor ve yaklaşık yüzde 18’lik bir kesimi kararsız durumda. Bu görüşe en yüksek oranda katılanlar yüzde 46’lık oranla Ateistler ve yüzde 49’luk oranla Komünistler oldu.

Eşcinsellik konusuna gençlerin yüzde 20’si, bireysel tercih-kimseyi ilgilendirmez biçiminde, yüzde 40’ı onaylamıyorum ama beni ilgilendirmez şeklinde cevap verdi. Buna karşın Dindar, İslamcı, Müslüman ve Ülkücü kimlik mensuplarının yüzde 17’si, bireysel tercih-kimseyi ilgilendirmez biçiminde; yüzde 32 - 35’i, onaylamıyorum ama beni ilgilendirmez biçiminde ve 1’lik kesimin kararsızım/bilemiyorum biçiminde değerlendirmeleri ciddi bir zihniyet kaymasını işaret ediyor.

Genel olarak gençler, birbirinden çok farklı siyasi, ideolojik ve dini kimliği benimsemiş olmalarına rağmen, ortalama yüzde 95-100 gibi bir düzeyde Allah’ın varlığına inanıyor. İlginç olan kendisini ‘Ateist’ olarak niteleyenler arasında Allah’ın varlığına kesinlikle inananların oranının yüzde 61 olması. Allah'a inanmadığını belirtenlerin oranı yüzde 17 civarında. İkinci derecede şaşırtıcı olan durum ise Komünist kimliği benimsemiş olanların Allah’ın varlığına yüzde 92,5 gibi çok yüksek oranda inanmaları. Ayrıca Ateistlerin yüzde 13,3’nün düzenli, yüzde 33,6’sının ise ara sıra namaz kılması araştırmanın en dikkat çekici verilerinden biri. Kendini 'ateist' olarak tanımlayanların yüzde 59'u düzenli oruç tutuyor, yüzde 43'ü cuma namazına gidiyor. Buna karşın kendisini "İslamcı" olarak tanımlayan gençlerin yüzde 17,8'i ise hiç namaz kılmadığını belirtiyor.

Bütün bu sonuçların ortaya koyduğu gerçek, yaşanan kavram karmaşası olsa gerek. İslamcılığın, muhafazakarlığın, dindarlığın içinin büyük oranda boşaltıldığını, kafaların oldukça karışık olduğunu, ülkücülüğün bir adres kayması yaşadığını, bunun yanında ateist kavramının içinin çok farklı doldurulduğunu görmek mümkün. Hiç namaz kılmamış, düzenli oruç tutmayan, başörtüsü serbestliğine karşı çıkan, laikliği oldukça önemseyen bir dindar muhafazakar kesime karşılık, düzenli namaz kılıp, oruç tutan, serbestliğe destek veren bir ateist kesime sahibiz gibi görünüyor. Diğer yandan, ‘beni ilgilendirmez’cilerin günden güne arttığı, ahlaki duyarlılığın böylelikle azaldıkça azaldığını da görmek mümkün.

Allah sonumuzu hayr etsin vesselam.

  05.12.2013

© 2021 karakalem.net, Nuriye Çakmak



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut