Tersinden içe doğru okumalar

TARTIŞMA KÜLTÜRÜNE erişmemiş, tehalük-u efkârı benimsememiş, karşısındakini dinleme ve anlama yetisi gelişmemiş, fikrinin yanlış olabileceğini idrak edememişle, edememişlerle bir arada bulunmak, bir arada bulunma zorunluğunda olmak; ne kadar sıkıcı, ne kadar keder verici; bir o kadar da ders verici, bir o kadar da ibret verici.

Vehmin kuşattığı, zannın çevrelediği, kısır bakışın hapsettiği, sabitliğin sarmaladığı kişi ve kişilerle ne konuşur, ne görüşür; hangi hakikatin izini sürer, hangi gerçeği görür ve gösterirsin? Yakınlığın yakıcılığı içe işler; asap bozulur, sinirler gerilir, aklın ritmi, kalbin sükûnu bozulur. Uzayan içsiz yorumlar, susmayan hakikatsiz teviller, kırıcı kelimeler, iğneleyici bakışlar, gıybete değen sözler, zanna bulaşan kelamlar… Dünya ne darmış!

Tersten okunur, doğru bakılır, gerçekçi gözlenir, içe dönük pencereler açılır da kendini okumaya, kendi kusurlarını görmeye, kendi zaaflarını tespite döner ve döndürülürse kazanım da o nispette yüksek olur. Edep hep edeplilerden öğrenilmez.

Sabır kolay bir ameliye değil, tahammül hafif bir yük değil, hoş görmek basit bir fiil değil. Yanlış yapana yanlış yaptın, isabet etmeyen isabet etmedin demek, kusur yapana kusur yaptın, günah işleyene günah işledin demek kolay da; ondan önce acaba benim yanlışım, kusurum, günahım ne deyip içsel muhasebeye girmek zor. Zor, büyük ruhların şiarı.

Seviyesiz hallerden, seviyesiz mekânlardan, seviyesiz meclislerden kaçmak; kurtuluş için ilk adım, son adım değil. Kalbi örten nefsi yırtmak, aklı kaydıran hislerden arınmak, vicdanı uyuşturan sefihlikten kurtulmak; her an, her mekânda mümkün mü? Belki farkında olmayarak ifsat ediyorum diyebilmek yüksek bir akıl işareti.

Yine de küçük kişiliklerden, güdük meclislerden, isabetsiz sohbetlerden kaçmak; kemalat konuşulan, hakikat aranılan, samimiyet solunan, gerçeklik gözetilen mekânlara gitmek; bizi sefih hislerden, menfaat düşkünlüğüne dalmaktan, ucuz şöhret avcılığına çıkmaktan korur; nefse av, şeytana yem olmaktan uzak tutar.

Tersinden içe doğru okumalar; kalp ülkesini fetheden fatihlerin işi, yiğitlerin galibiyeti, cevval vicdanların mesleği, ihlas abidelerinin meşrebi. Onlar girdiği yeri yeşertir, uğradığı meclisi şevklendirir, geçtiği yolları şenlendirir; zannı dağıtır, vehmi yıkar, kem sözü savurur, hakikati konuşturur, hikmeti dillendirir, samimiyet solutur. Dünya ne kadar geniş, kâinat ne kadar büyük, kalp çekirdeği ne kadar ihatalı dedirtir.

  23.09.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut