Çalışmak

Zeyneb Hafsa

İşte bizi bekleyen tehlike: Yaradılış özelliklerine çok da uymayan işlerde daha iyi/daha lüks bir yaşam adına çalışan mutsuz insanlar ve onlardan hâsıl olan vasat işler ve daha da önemlisi o mutsuz insanlar tarafından benzer gelecekler için yetiştirilen nesiller.


BİR ÖNCEKİ yazımla da irtibatlı olduğunu düşündüğüm bir diğer önemli meseleyi ele almak istiyorum bu yazıda: ‘Çalışmak’ fiili ve bunun toplumdaki karşılığı.

Öncelikle, zamanımızda ‘çalışmak’ fiilinin içeriğinin oldukça daralması söz konusu. Bu fiil ile anlatılmak istenen, bir ofiste ya da herhangi bir kapalı mekânda belirli saatler arası bulunmak, genelin nazarında iyi addedilebilecek bir maaş ile sigorta, emeklilik gibi artılara ve mümkün olduğunca sabit bir konuma sahip olmak.

“Çalışma” ve “çalışan” arasında var olan ikili ilişki göz ardı ediliyor

Çalışmanın tanımı böyle yapılınca gençlerin ileride yapacakları işlerine karar verme noktasında kendilerini ne kadar tanıdıkları/tanıyabildikleri, yapılan işlerin kişilerin karakteri ve yaratıcılığı ile karşılıklı ilişkileri, yukarıdaki tanımı ile çalışma eyleminde bulunulurken nelerden vazgeçildiği ya da nelerin eksik bırakıldığı gibi hususlar ise göz ardı edilmiş oluyor.

Bu tespitlerim, var olan gerçekliği ıskalayan idealist tespitler olarak algılanabilir fakat eğer yukarıdaki tanım çerçevesindeki çalışma eylemine kadın-erkek her bir kişinin iştirak etmesi gerektiğine dair yaygın görüş ve uygulama devam edecek olursa ciddi tehlikelerin baş göstereceği kanaatindeyim.

Mutsuz insanlar, mutsuz nesiller ve verimsiz işler

Peki, bizi ne gibi tehlikeler bekliyor? Yaradılış özelliklerine çok da uymayan işlerde daha iyi/daha lüks bir yaşam adına çalışan mutsuz insanlar ve onlardan hâsıl olan vasat işlerle o mutsuz insanlar tarafından benzer gelecekler için yetiştirilen nesiller...

Bu konuda genel-geçer bir çözüm önerim olmamakla birlikte her bir kişinin kendi içine dönüp hangi işi neden yaptığını (ya da neden başka bir şey yapmadığını) ve bu süreçte neleri kazanıp neleri kaybettiğini düşünmelerini önerebiliyorum, o kadar.

  19.09.2013

© 2021 karakalem.net, Zeyneb Hafsa



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut