YUSUF DİYARI Aziz olmayı bekliyor. Zelil zalimler, Yusuf yürekleri çiğniyor. Çığlık çıkmıyor kuyudan; Aziz bir bekleyiş, yüce bir yürüyüş, kudsi bir sükût sergileniyor.
Şehitler yürüyor Adeviyede, masum çocukların ruhları uçuyor caddelerde… Meydanlar esir pazarı, can pazarı, kalpsizlerin kurşun alanı. Karun kuruntulu Firavun bozuntuları kulelerden ölüm kusuyor; küresel Nemrut orduları, global zulüm orduları destekliyor.
Tankların karşısında elini kaldırmak; insafsız ve insansızca öldürülmeyi hak etmiyor. Ekranlar kan akıyor; kalpler yanıyor, vicdanlar ağlıyor. Nemrut ateş yakmış; İbrahimleri yakmak istiyor. Su, su, su; zalime susma, zulme sukut etme, elini dilini kalbini işlet.
Allah Vekil, Allah Kefil, Allah Hâkim, Allah Rahim; Yusuf kuyuda ölmedi, Musa suda boğulmadı, İbrahim ateşte yanmadı. Karun’u toprak yuttu, Firavun’u su…
“İnanıyorsanız üstünüz”ü inananlar hep üstün çıktı, hep galip geldi, hep aziz oldu. Kuyular medrese oldu, zindanlar arkadaş, sürgünler sırdaş; hep galip gelen hak oldu, hak orduları oldu. Ay’ın mihveri, yıldızların yörüngesi, atomun elektronları Hak üzere olmasa, hayat olur ve hakkaniyet üzere akar mı?
Hakkı ve adaleti bozan bozgunculara toprak karşı çıkar, su karşı çıkar, sayha karşı çıkar, rüzgâr karşı çıkar ve kâinat karşı çıkar; zalimler topluluğu, fasıklar topluluğu en güçlü oldukları anda helak olur.
Aziz ruhlar Edeviye’yi adımlıyor; sekine soluyor, sükût nefesliyor, şehadet içiyor. Afrika takip ediyor adımları, Ortadoğu, Asya… Ölmemiş kalpler, diri ruhlar, işleyen vicdanlar takip ediyor.
Zulüm damarları kesilinceye, istibdat kuklaları gidinceye, ifsat şebekeleri çökünceye, nefis firavunları etkisiz hale gelinceye dek devam edecek; bu kudsi yürüyüş, bu aziz duruş, bu yüce yolculuk…
Fetih yakın ümit, zafer yakın gelecek; Yusuflar, Musalar, İbrahimler var oldukça… Gelecek olan gelecekte gülecekler; gül gönüller, Yusuf yürekler, halim İbrahimler olacak.
Gün, Yusuf olup, Musa olup Edeviye’de yürümekte, nefis alanlarını daraltmakta, şeytan üsleri tarumar etmekte. El hükmü lillah. El Hubbu fillah, vel buğdu lillah.
