Kahire’nin kahrı

İNSANLIK SUYU kuruyan Nil’den kaçan timsahlar şehri işgal etti. Kahire sokaklarında, çatılarda timsahlar av peşinde, kan peşinde. Can; iki dişleri arasında, bir tetik hizasında, bir dürbün görüntüsünde… Kadınmış, çocukmuş, ramazanmış, bayram geliyormuş, bir insanı kıymak bütün insanları kıymak gibiymiş… Bunlar ne ki timsahlar için?

Sevgi tanır, insanlık tanır, şeref bilir, şefkat yaşar mı timsah? Nil inliyor, Kahire kahır içinde, meydanlar kan ağlıyor… Hürriyet uçmuyor şehrin üstünde, mermilere hedef kuşlar kanat çırpmıyor, çocuklar şakımıyor, anneler gülmüyor ölüm akşamlarda…

Sanki Sina çölünün vahşi hayvanları, sanki Akdeniz’in köpek balıkları timsahlara yardıma gelmiş; 50, 100, 200 insan vahşete kurban.

Kahire kaldırımları keder adımlıyor, Nil hüzün akıyor, Edeviye Meydanı ölüm alanı, Tahrir Meydanında hediye kuponları uçuşuyor. Bir kuponluk kandırmaca, bir kurşunluk hedef; Mısır, mısır gibi patlatılıyor, mısır gibi kaynatılıyor. Akleden akıl, hisseden kalp, fark eden feraset nerede?

Gören gözler Suriye’yi, Irak’ı görmez mi, Afganistan’ı duymaz mı, Pakistan’ı hissetmez mi, Bosna’yı hatırlamaz mı? Hafıza nerede, medeniyet birikimi nerede, tarih sizin kim olduğunuzu söylemiyor mu? Şehirleriniz, şiiriniz, şuurunuz, şarkınız kimlere satıldı?

Hani kardeşleriniz, nerede kardeşliğiniz? Kardeşler arasına kin girmiş, meydan timsahlara, yamyamlara kalmış. Onu onunla, bunu bununla dövüştürüyor; sonra her ikisini de eziyor, sonra hürriyet getiriyorum, bahar getiriyorum diye işgal ediyor.

Cehalet, zaruret, ihtilaf yatakları; sanat, marifet, ittifak sularıyla sulanmadıkça Nil’in, Fırat’ın, Dicle’nin ağlayışları durur mu? Bağdat’ın bağrı, Kahire’nin kalbi, İstanbul’un hissiyatı birbiriyle kenetlenmedikçe kardeş kanını durdurmak mümkün mü?

Timsahlara ve timsahların gözyaşlarına kalmış bir dünyada yaşamak, nasıl bir ölüm? Diriliş dilemek, adalet umut etmek, hakkaniyet beklemek; Nil sen söyle, Dicle sen dillendir, Fırat sen konuş; hangi günün ışığında gizli, hangi akşamın şafağında saklı, hangi gecede sırlı?

Kahire’de kurşunlar konuşuyor, Bağdat bağırıyor, İstanbul ağlıyor. Havada bir kupon eğlence, bir kupon zevk, bir kupon menfaat dolaşıyor; eller kuponlara açılmışsa vay halimize, vay şehirlerimize, vay şuurumuza, vay hayatımıza, vay hukukumuza.

  29.07.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut