Orucu tutma, oruca tutunma

ORUÇ FARKINDALIKTIR, yolculuktur, yükseliştir, yücelmedir, hissetmektir. Hayatın hayatı, ruhun rahatı, kalbin kemalidir. Duyguların durulması, zihnin zindeleşmesi, bedenin temizliği, cismin dinlenmesidir.

Bilemediğimiz ve bildiremediğimiz daha nice hikmetler barındırır oruç.

Farkında olunmayan şey biraz yaşanmayandır. Pazardan geçerken sebzelerin çeşitlerini, meyvelerin çeşitlerini, kuru baklagillerin çeşitlerini, kuru yemişlerin çeşitlerini vs. daha önceleri daha çok fiyat etiketlerine dikkat ederken, ramazanda nimetiyet cihetini fark eder, nimeti vereni düşünür, şükür hislere bürünür, şevk adımlarla yürürüz.

Fakiri fark eder, açı fark eder, çiçeği fark eder, yıldızı fark eder, ayı fark eder, semayı fark eder, kuşu fark eder, suyu fark eder, toprağı fark eder, bulutu fark eder, yağmuru fark eder, rüzgârı fark ederiz. Tefekkür yağmurlarıyla ıslanır, zikir coşkunluğu ile yükselir, arınma rüzgârlarıyla şevklenir, hakikat urucuna yaklaşırız.

Oruç bizi tutuyordur artık.

Yol hakikat yolu; oruç onun şefkatli açlık kamçısı. Hikmete aç olanlara büyük ziyafettir ramazan, diyet defterlerini karıştırma demi değildir.

Yücelmek; süfli ağırlıkları bırakıp safileşmekle olur. Semanın çekimine erişmek nefsi bağları kesmekle olur; suyu kes, yemeği kes, düşünceyi arındır, fikri temizle, dimağı derinleştir, hissi ulvileştir, azaları arzi isteklerden uzaklaştır.

Güzelliğin arkasında hakiki güzeli göstererek basireti arttırır oruç. Elestteki sesi hatırlatır, yaprağın sesini, suyun sesini, rüzgârın sesini, insanın sesini, sevginin sesini, duanın sesini hatırlatır; kâinatın sesi Kur’an’la, Kur’an’ın sesi kâinatla buluşturur oruç.

Kalbin ritmini, galaksilerin ritmiyle, atomun ritmiyle, esirin ritmiyle buluşturur oruç. Kur’an’la kâinat karşılıklı mukabele okur ramazanda, kalp de dinler. Arı bir noktadır, yıldız başka bir noktadır, ay bir başka noktadır bu okuyuş ve dinleyişte. Cismaniyeti bırakan Kalp, ruhun kanatlarında kadir gecesini idrak yolculuğundadır.

Bin aya denk gece, ne aydınlık gece. Bunun için nelerden geçilmez; orucun ellerinde tutulur harfi tefekkür, harfi sevme ile kâinat aktarında gezilir; komşuya, komşu ülkeye, komşu kıtaya, komşu kalbe uğranılır; zekâtla musafalaşılır, fıtır sadakası ile sevdalaşılır, böylelikle bayrama erişilir.

Bayram; bağışlama bağışlanma, bayram; affetme affedilme, bayram; sevme sevilme.

Nefsin kalbe sefih hislerle saldırdığı, âlem-i İslam’ın fitne ile sinsice işgal edildiği şu demlerde orucu tutmaya, oruca tutunmaya, ramazan kalkanına sarılmaya, Kur’an’a yönelmeye, sünnete tabi olmaya ne kadar ihtiyacımız var? İhtiyaç şiddetli ve aciliyet kesp ediyor; tutma ve tutunma da o denli şiddetli ve acil olmalı değil mi?

El aman, el aman medet Ya Errahamerrahimin. Ramazan hürmetine, Kadir gecesi hürmetine, Kur’an hürmetine, Habibin (a.s.m.) bizi hıfzeyle…

  15.07.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut