Kaybolup Gidenler

Oktay Gökkoca

Seviyorum hayalim nereye uzanırsa o kadar çok şeyi,
Hepsi benim olsun istiyorum,
Bitmesin, ölmesin, sönmesin,
Sonsuza dek birlikte olalım.
Yoksa ne anlamı var ki?


“TÜNEL İÇİNDE sür’atle hareket eden trende geçiyor hikâye,
Bir adam seyahat ediyor,
Tünel sonunda çıkış yok,
Delikler var ve herkes,
Kendine göre bir deliğe atılıyor.
Telaş var,
Fakat ne çare.
Hiçbir tarafa kaçılmaz.
Gariptir ama trenin iki tarafında,
Çekici, güzel çiçekler,
Lezzetli meyveler görünüyor.
Adam, acemi gibi onlara bakıp uzatıyor elini.
Fakat o çiçekler ve meyveler dikenlidir,
Tutunca eline batıyor, kanatıyor.
Trenin gitmesinden gelen ayrılmakla,
Parçalıyor elini,
Çok pahalıya mal oluyor ona”

Her gün bindiğim dört vagonlu tren başka bir hikâye.
Ben de o “zaman” trenindeyim,
Sür’atle ilerliyorum,
Bende de telaş var,
Ama düşünmek istemiyorum tünelin sonunu,
Çünkü sağda solda,
Cezb ediyor beni gördüklerim,
Dünyayı seviyorum,
Gökyüzünü, yağmuru, bulutu,
Annemi seviyorum,
Babamı da,
Daha başkalarını,
Güneşi de seviyorum,
Baharı, yazı,
Bir insanı,
Üzümü seviyorum,
Küçük kediyle kuşu da,
Akşamı ayrı seviyorum, sabahı ayrı,
İşimi, kariyerimi,
Seviyorum hayalim nereye uzanırsa o kadar çok şeyi,
Hepsi benim olsun istiyorum,
Bitmesin, ölmesin, sönmesin,
Sonsuza dek birlikte olalım.
Yoksa ne anlamı var ki?
Ama elim kısa,
Yetişmiyor hayale,
Sevdiklerim nihayetsiz,
Ama gücüm yetmiyor elde etmeye hepsini.
Acizim, iktidarsız ayrıca,
Elimi uzatıyorum sevdiklerime,
Ruhumu da hatta tüm duygularımı.
Yetişmiyor elim, görüyorum tutamıyorum.
Kısacık kavuşmalar da ruhumu kanatıyor,
Parçalıyor kalbimi.
Sürekli ayrılmaklar var, bitmekler var,
Bir üzüm tanesi kadar tattığım lezzet,
Ama bin tokat yiyorum ardından.
Hem sevdiklerim bitiyor, ölüyor,
Turaba gark oluyor, yitiyor.
Tuttuklarım da kalmıyor elimde, kayıyor, sönüyor.
Bu halden yoruluyor ruhum, zindanda boğazı sıkılıyor,
Dünyaya sığmıyor bazen,
Yutacak sanki âlemi,
Of oflarla inletiyor bedeni.
Ya da bir dakika, bir hatıracıkta boğulmuş buluyorum kendimi.
Sevdiklerim benden aciz,
Hem medetsiz, hem mesnetsiz,
Çeviriyorum yüzümü o sevdiklerimden bir an,
Derken,
Kalbim mi yoksa vicdanım mı,
Bir ses işitiyor derinden,
Aldatmıyor bu ses belli,
“Lâ uhibbul âfilîn”
“Ben kaybolup gidenleri sevmem”


oktaygokkoca@hotmail.com

  26.04.2013

© 2021 karakalem.net, Oktay Gökkoca



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut