Ezberler bozulurken

Oktay Gökkoca

Zaman ezberleri bozuyor, ezberletilenlerin iç yüzünü bugünün aynasında, aklın ve kalbin gözüne gösteriyor. İnsanlık yeniden fıtratını arıyor.


EZBER BOZMAK, ezberlenen şey ne olursa olsun aklın ve kalbin vazife başına geri dönmesidir. Ezber bozmak, ya özüyle irtibatı koparılıp sloganlaştırılan, bu arada içi boşaltılarak kabuğuyla vakit öldürülen bir hakikatin üzerindeki tozların silinip yeniden özüyle muhatap olmaya yarar. Ya da ne özü olan ne de kabuğundan bir hayır görülmeyen, ancak sorgulama kabiliyeti hadım edilmiş zihinlere ezeli ve ebedi bir hakikatmiş gibi ekilmiş bir tohumun, ağaç olma kabiliyeti olmayıp çürümeye mahkûm olduğunu ortaya koymaya yarar. Her iki durumda da akîbet hayırdır.

Ezberler iki türlü bozulur. Ya gözleri açıkken uyuyanların içinden çıkan "uyanıklar" kral çıplak deyip sırlı perdeyi yırtar, ya da zaman hükmünü icra eder, asırların sinesini çürütmüş tortuları söker atar insanlığın zihninden. Zaman ezberleri bozuyor. Bir kemâle ulaşmak için yaratılmış insanlık, fıtratını arıyor. İki üç asırdır fıtrata sırtını dönmüş her türlü beşerî ideolojiyi denemişliğin, fakat her seferinde hayal kırıklığına uğramışlığın boynu büküklüğüyle, içindeki yanıltmaz sesin peşine düşüyor.

O ideolojiler ki, büyük mütefekkirin deyişiyle idraklere giydirilmiş birer deli gömleği olarak, insanın biricik sermayesinden bir cüz olan aklı zincirliyor, sorgulama kabiliyetini ömür çürüten zindanların nemli mahzenlerinde öldürüyor. O ideolojiler ki, hakikati bir ameliyat masasına yatırıp bütün uzuvlarını parça parça ettikten sonra her bir parçayı başka başka yerlere dikiyor.

“Aydınlanmanın” gölgesinde boy verip büyüyen yeni yetme dinler, başlıkları marksizm, sosyalizm, komünizm, faşizm, milliyetçilik, kapitalizm, liberalizm, sağcılık, solculuk, muhafazakârlık diye uzayıp giden bir listenin satırlarında yer buluyor kendilerine. Hepsi de, insanlığı içinde bulunduğu buhrandan kurtaracakları, dünyada bir cennet yaratacakları vaadiyle kürsülerden nutuklar atıyorlar önlerine konulmuş kutsal kitaplarından okuyarak.

Netice, iki dünya savaşıyla kan kusan bir dünya. Milyonlarca bedenin içine atıldığı koca bir toplu mezar. Bedeni sağ kalanların ise insaniyet midelerini bulandıran, vicdanlarını sızlatan bir vahşet manzarası. Devamında gelen artçı yıkımlar ve bugünler. Artık insanlığın midesi, fıtratı boğazlayan, hür iradeyi zincirleyen, vicdanları bir türlü tatmin etmeyen kokuşmuş ideolojilerin ve izmlerin verdiği zehri kaldırmıyor. Çoktan tarihin ibret sayfalarında yerini almış olan sosyalizmin, komünizmin yanına sırasıyla faşizm ve milliyetçilik gitmeye hazırlanıyor. Dünyada artık sağcılık ve solculuk, biri olmadan diğeri olmayan, esasında gerçekte hiç olmayan iki farazi ideoloji olarak, asıl yerleri olan yokluk âlemine doğru yol almaya başladılar bile. Esir olmak istemediği gibi ecir de olmak istemeyen insan fıtratı, kapitalizmin kalesinde delikler açmak için yoğun bir hazırlık içinde. Diğer izmlerin ise demagoji malzemesi olarak görev yapmaktan başka icraatları yok. Dolayısıyla akîbetlerini saymaya da lüzum yok.

Zaman ezberleri bozuyor, ezberletilenlerin iç yüzünü bugünün aynasında, aklın ve kalbin gözüne gösteriyor. İnsanlık yeniden fıtratını arıyor. Fıtratın adresi ise baştan beri belli. Misafirlerini, heyecanla bekliyor orada. Onlara ikramı ise “insan” olduklarını hissettirmek olacak.


oktaygokkoca@hotmail.com

  05.04.2013

© 2021 karakalem.net, Oktay Gökkoca



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut