Selamet sabırda

SABIR; SAFİ ubudiyet, sırr-ı samimiyet, suret-i ihlas. İnanmışlığın mücessem hali, imanın dışa vurumu, İslam’ın görüntüsü…

İman derecesini gösteren bir turnusol; sözün sadırdan mı, ağızdan mı çıktığını haber veren bir haberci, fiillerin samimiyet derecesini ölçen bir ölçüt…

Sabrın olmayanın neyi vardır? Sabrı olanın neyi eksiktir? Eksik sabrı ne doldurur? Sebepleri ötelemek değil midir sabır; sebepleri önceleyeni sabırlı denebilir mi?

Gece susmuş, deniz susmuş, balık susmuş; konuşan sabrın zikri, zikrin sabrı. Sabrın sonu; balık merkup, deniz sahra, ay takvim… Sonuç içre sonuç; sahil-i selamet.

Sabırda riya olmaz. Riya olmadığından sabırdır zaten. Zor olan da budur; nefsi aradan çıkarmak, ubudiyet takınmak. Sebepleri söküp atmak, sebeplerin tesirini silmek, sonuca odaklanmamak; teslim hal üzere beklemek, tevekküle takılmak, gelene sevinmemek, gidene üzülmemek… Sabır, sıradan bir eylem değil; nefsi zorlayan bir fiil.

Günahların rüzgâr gibi estiği, yağmur gibi yağdığı demde sabır; ibadet yapmanın zor olduğu zamanlarda sabır; musibetlerin göz açtırmadığı vakitlerde sabır; zor sabır, efdal sabır, kabul sabır…

Sabır kahramanı Eyüp (a.s.) numune-i imtisal, numune-i beşer, numune-i ubudiyet… Lisan-i zikrine, mahalli iman kalbine iliştiğinde duaya iltica ediyor.

Küçük şeylerden incinen, küçük zevklerden evrilen, küçük sarsıntılardan devrilen, küçük menfaatlerden savrulan aklımız, kalbimiz, latifelerimiz sabır idrakinden uzak; iman tam kalbe kökleşmemiş, akla tam yatmamış, lisana zikir olarak tam yansımamış. Konuşmalar kısır, sözler samimiyetsiz, nasihatler tesirsiz, haller suni, tavırlar yapmacık.

Sonuç sabırsızlık, sonuç riya, sonuç sunilik. Netice boş, elde var elem, dilde var keder. Boşluk içre boşluk, savrulma içre savrulma, kendini kandırma, kendini avutma…

Selamet sabırda; sıkıntılarda sarsılmak fakat yıkılmamakta, ibadetleri aksatmamakta, nefsi istekleri aldanmamakta aldansa da hemen tövbe ve istiğfarla geri dönmekte. Bizi kurtaracak olan çok amel değil ihlaslı amel; sabır, ihlaslı amelin şahikası. Biri bizim hakkımızda kötü konuştuğunda hiç duymamış gibi davranıyor, muhabbetimiz azalmıyorsa sabır kalelerini fethetmiş muzaffer bir fatihizdir. Sabrı böyle içselleştirenlere dıştan gelen darbeler kuvvetini arttırır, makam-ı mahbubuyite yükseltir.

Zaferler böyle kahramanlarla gelir; oturduğu yerden söz üreten, söz satan ve söz taşıyanlarla değil.

Evet sabırda riya yoktur ve safi ubudiyettir.

  11.02.2013

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut