Hangi rasathane?

KANDİL’İN AÇTIĞI yara daha kapanmamışken bir başka acı ile sarsıldı ülkenin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi. Yer depreşti; kaç ev yıkıldı, kaç kandil söndü, kaç can uçtu? İkincisini Kandilli Rasathanesi ölçtü de Kandil’in sarstığı acıları ölçen bir alet yok.

Yüreklerin sarsıntısını, yıkılan duvarları, sönen ışığı ölçmek ve bu kadar acı, bu kadar keder, bu kadar elem tespit edildi demek mümkün mü? Şehit diyoruz teselli olmaya çalışıyoruz.

Diğerinde depremdir, doğal felakettir deyip işin içinden çıkıyoruz; gerçekte doğal mıdır başımıza gelen felaketler, normal midir yerin hiddete gelmesi, toprağın öfkelenmesi?

Kandilli Rasathanesi ölçtü; 7.3 dedi. İç öfkelerimizi, kin derecemizi, düşmanlık ateşini ölçen bir rasathane var mı? 7.5 desin, 9.2 desin, senin 1.1 desin, senin o.oo5 desin… Gönlün kaçıncı katında bu rasathane, vicdanın hangi mertebesinde, aklın hangi tepesinde?

Doğu dua bekliyor, doğu sevgi bekliyor, doğu şefkat bekliyor; batı da başka bir şey beklemiyor. Yürekleri birbirini değdirmek, kalplerini birlemek diliyor ülkenin her bir yanı.

Van depremi kederleri tavan yaptırdı; vatan birlikte ağlıyor, hep beraber yardım ediyor, bütünlük içerisinde dua ediyor. Anadolu dua ellerle, yardım adımlarla adres sormayan acıya koşuyor.

Bizi çatıştırmak, bizi çarpıştırmak isteyenler çatlasın; kinin kör kuyusunda boğulup gitsinler. Yüreklerde yanan yardımlaşma kandili; muhabbetin, sevginin, kardeşliğin nişanesi. İstisnayı bozan bozuntulara prim verecek zaman yok; ırkı öteleyen, belli coğrafyayı örseleyen faşizan hortlaklar “Kandil ”in çukurlarına beraber gömülsün.

Barış bayrağı, kardeşlik tuğrası ülkenin her karış toprağına, yüreğin her bir zerresine dikilsin ki evlerde kandiller sönmesin, kalplerde sevgi ışığı hep yansın. Yanan düşmanlar, kahrolan kindarlar, helak olan zalimler olsun.

Depremin simgesi durumuna gelen Azra bebek ne büyük umut ışığı. Anne 24 saat emziriyor, kalan 24 saatte tükürüğü ile besliyor. Anne ve Azra, 48 saat sonra kurtuluyorlar. Barış böyle nazik bir bebek, kardeşlik; azığını paylaşacak kadar incelikli. Şefkat illa da şefkat; anne gibi karşılık beklemeden şefkat; Anadolu başka nasıl ayakta durur, kardeşlik kandiller başka nasıl yanar?

Kandil dağı öyle depreşsin ki üzerinde kötü kalmasın; bu ülkenin hangi yerinde yaşıyor olursa olsun anaların kandilleri sönmesin, yüreklerindeki şefkat sütü, kalplerinde ki sevgi tükürüğü ile bütün evlatları beslesin, büyütsünler. Ayağa kalkan Anadolu haydi şahlan; dünyanın her yerindeki Azra bebekler seni bekliyor. Senin rasathanen öyle büyük ki bütün insanlığı alacak genişlikte.

  31.10.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut