Medeniyetin Arka Sokakları Üzerine...

Mehmet Beydemir

MEDENİYETLERİN BOYUT değiştirdiği günümüzde, insanı anlayabilmenin güçleşebildiği zaman dilimlerine tanık oluyoruz. Debdebenin, lüksün egemen olduğu medeniyetler inşa ediyor; insanları o medeniyetin elbisesine sığdırmaya çalışıyoruz. Sığıştırıldığımız elbiselerin desenleri farklı farklı olsa da, zedelenen insanlık kumaşı…

Medeniyetin lüks caddeleri, apartmanları, vitrinleri gözlerimizi boyarken; medeniyetin arka sokaklarındaki insan manzaraları, köhne yapıtlar içimizi kanatıyor. Bu karmakarışıklık karşısında ne yapabileceğimizi, hangi tarafın yanında durmamız gerektiğini hususunda şaşkın haldeyiz.

Modern zamanların dayattığı seküler yaşam, varlığı tanımlamada problemli bir bakış açısı önümüze seriyor. New York’un, Londra’nın, Paris’in, İstanbul’un lüks sokaklarındaki debdebeli yaşamın kıyısında duran insanlar, bu caddelerin arka sokaklarında yaşanan sefaleti, izbe görüntüleri görmezden geliyor.

Zihinlerimizde, kalplerimizde modernitenin kıskacı altında. Hiçbir şeyi göremez haldeyiz. Yanı başımızda olup bitenler vicdanlarımızda makes bulmuyor. Kalplerimiz medeniyetin lüks caddelerindeki vitrinlerine ayarlanmış, gözlerimiz gökdelenlere takılmış bir vaziyette. İnsanlık elbisesini çantamızda taşır vaziyette, modernitenin elbisene bürünmüş bir halde yürüyoruz medeniyetin sokaklarında…

Modern hayatın mengenesinde sıkışan insanlığın bu içler acısı halini, batılı veyahut Turani bir bakışın gölgesi dışında, Kur’anî bir perspektifte, hikmet yüklü cümleler sunan bir kitap kaleme alındı.

Yazar Metin Karabaşoğlu’nun kaleminden Nesil Karakalem Yayınlarından çıkan ‘Medeniyetin Arka Sokakları’ modern hayatın mengenesinde sıkışan insanlığa; medeniyetin arka sokaklarındaki yaşamları hakikatin örgüsünü kurarak biz okuyuculara sunuyor.

Kitapta Karabaşoğlu, medeniyet diye bize sunulanların berisindekileri okumaya, istila edilmiş insanlığın vicdan adasını kurtarmaya çağırıyor. Bize gösterilmek istenenin ışıltısına kapılmadan, medeniyet hegemonyasının arka sokaklarını da temaşa etmemiz gerektiğini üzerinde duruyor.

Karabaşoğlu, kimlik bunalımı yaşayan insanlığa, ‘biz‘ kimiz sorusunu yöneltiyor. Vicdan kamerasından iç okumalar gerçekleştirmek gerektiği, na’büdündeki ‘nun’ sırrınca, ümmet olabilmenin gerekliliğini dikkatlerimize sunuyor. Günümüzde kuvvetin iktidarın göstergesi olarak lanse edildiği dikkatlere çekerken, Hz. Ali (r.a)’nin nasiplendiği kuvvet hakikatine, mazhar olma cehdine sahip olabilmenin nüanslarını sunuyor.

Yazılı ve görsel medyanın sunduğu insan profillerine dikkat çekerken, düşmüş olduğumuz durumun içler acısı hali üzerine düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor.

Karabaşoğlu, insanlığın kategorize edildiği, hakikatin dengesinin hiçe sayıldığı bu çağda, mü’mince duruşun kodlarını da bu kitabın satır aralarında bizlere sunuyor. Karabaşoğlu’nun; ‘New York’a teslim olmuş bir akılla Medine’yi tekrar kurmak mümkün değildir’ derken ‘modernitenin kıskacındaki müslüman portresine’ karşı çıkıyor.

Medeniyetin Arka Sokakları, Kur’ani bir bakış açısıyla, ‘bizim’ diye nitelendirdiklerimizin arka planını irdeliyor. Modern zamanda, ubudiyet çizgisinde durabilmenin önemi üzerinde duruyor.

Medeniyetin Arka Sokakları, dumura uğratılmış vicdanların, üstü örtülmüş hakikatlerin yeniden yeşerebilmesi için biz insanlığa yol haritası sunuyor.

Okunası, tefekkür edilesi bir kitabın satır aralarında yolculuk etmek isterseniz, Medeniyetin Arka Sokakları’nda yürüyüşe çıkmaya hazır olun.

  07.10.2011

© 2021 karakalem.net, Mehmet Beydemir



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut