Vicdani okuma

DOKTORA YAZDIĞI mektubu şifahane bir netice ile bitirir Bediüzzaman: “Sözler senin vicdanınla konuşabilirler; her bir sözü şahsımdan değil, belki Kur’an’ın dellalından sana bir mektuptur ve eczahane-i kudsiye-i Kur’aniye birer reçetedir farzet.”

Başından sonuna kadar inceliklerle dolu mektup ulvi bir beraberlik, kudsi bir muhabbet, yüce bir uhuvvetle sonlandırırken kendisine nasıl muhatap olması dersini de veriyor doktora.

Sözler vicdanın konuşması; okuyucuyu vicdanla baş başa bırakıyor Sözler. Vicdani idrakle okunursa istifadesi yüksek, kavranması kolay olur, yaşantıya taşınması zor olmaz. Zamanın vicdanı Bediüzzaman kendine bağlamıyor eserleri, okuyucuyu dellallık makamıyla muhatap kılıyor.

Vicdani hassasiyetle okunan bir cümle veya yaralı vicdana merhem olan bir cümle, kaç resmi ve sathi okumaya bedeldir? O bir cümleyi bulmak kitaba bedel bir okuma. Sözler de bir cümleden ibaret değil mi zaten?

Vicdanı cereyana getiren kelimelere, kavramlara takılarak okumak, o frekansı kaybetmeden hakikatin izini sürmek; kalbe şifa, ruha gıda okuma. Böylesi vicdani okuma, az okunsa da çoktur, çok okunsa da azdır. Sadra şifa, zihne ziya, kalbe gıda, ruha nefes; kaç cümlemiz var böyle? Bir ömürde, cümle hayatımıza tesir eden kaç cümle topladık Sözlerden?

Vicdan yalan söylemez, mihenktir, terazidir, mizandır. O safiyetle tefsir-i Kur’an Risale-i Nur’a muhatap olmak, dellallık makamından mektup okumak, eczaneden deva ilaçlarını içmek.

Günde şu kadar saat, şu kadar sayfa okumak, ayda kitap, yılda külliyat bitirmek zahir ölçüleriyle güzel bir şey, doğru bir amel; batına işlemiyor, içe ilaç olmuyor, benlik buzulunu eritmiyor, enaniyet putunu devirmiyor, kötü hasletlerden temizlemiyor, yerine iyi ahlak yerleştirmiyorsa eksik okuma, deva olmayan okuma, şifa olmayan amel, vicdani olmayan gayret, kalbi olmayan çalışma…

Risale-i Nur’u anlamış olmanın mihengi hayata aksetmesi. Hikmet hayata taşınmıyorsa ilaç değil sırtta taşınan yüktür. Boş söze, ağız lakırdısına ne hacet; herkes kendi vicdanında tartabilir, kendi hastalığını teşhis edip Kur’an eczanesinden deva ilaçlarını bulan bahtiyar bir doktor olabilir. Hani denir ya herkes biraz kendinin doktoru olmalı diye…

Zahir ve batın buluşmasıyla okuma, vicdani olan okuma olsa gerek. Bunu da vicdanınızla tartar, aklınızla tartışabilir, kalbinizle kabul eder, sonrasında amel edebilirsiniz.

  27.09.2011

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut