Defne’nin oğlu “anne”siz kaldı

Öznur Çolakoğlu Cam

Adı Defne, kendisi için üzüldüm, dua ettim. Keşke Defne’ye daha önce birileri ulaşabilseydi. Keşke zamane uzmanları değil, ona iman sahipleri ulaşıp tavsiyelerde bulunabilseydi.


ADI DEFNE, henüz hayatının baharında bir kadın… Evliliğin baharında bir eş, anneliğinin en güzel dilimlerinde bir anne.. Adı Defne henüz bahardan yaza, yazdan sonbahara geçiş yapamadan kışla tanışan bir insan.

Adı Defne Joy Foster, herkesin öyle yada böyle tanıyıp bildiği; ekranlardan, gazetelerden aşina olduğu bir isim. Sempatik tavırları, çocuksu halleri, muzip tavırları ile sıcacık bir sima. Sevecen, yerinde duramayan, 18 aylık oğlu ile oyunlar oynayan, sevecen bir anne. Üç yıllık evliliğinde eşiyle nice güzel anlar, kimi zaman dertler paylaşan bir kadın.

Bir kadının yeryüzünde yaşayabileceği en güzel ve en ulvi değer olan “annelik” kavramını yaşarken, her kadın gibi zorlandığı yorulduğu zamanları vardır muhakkak. İşte böyle bunalan zamanlarında uzman danışmanlara, psikiyatrise başvuran birçok kadın şu telkinlere muhatap oluyor ne yazık. “Tabii ki, bebeğiniz de önemli ama düşünün bir kere sizin psikolojiniz bozukken bebeğe nasıl zaman ayırabilirsiniz? Öncelikle kendinizi ele alın. Kariyerinize giden basamakları hızla çıkın. Şu anda bulunduğunuz basamaktan ilerilerini hedefleyin. Yavrunuz mu? Ona da güvenilir bir bakıcı bulun. Ama önce siz, hedefleriniz, kariyeriniz….”

Sonrası malum, bir çok anne, özellikle de kritik pozisyonlarda, üst görevlerde bulunan, meşhur olan, popüler olan birçok yeni anne, vicdanı bas bas yaptığının yanlış olduğunu haykırsa da, vicdanının ağzına bir tomar para tıkayıp, kaldıkları yerden, hırslı bir şekilde kariyerlerinin basamaklarını tırmanmaya, geceyi gündüzlerine katıp çalışma hayatlarına, arkadaşlara, sosyal hayata yeniden “merhaba” diyorlar.

Bu arada alt basamaklarda bıraktığı yavrusu, masum meleği, yaşlı gözler ile annesine bakıyor. Annenin yüreği sıkılıyor, daralıyor. Ruhu beden kafesini zorlayıp, çıkacakmış gibi oluyor. Kalbi daha hızlı çarpmaya başlıyor, derken tekrar bir uzman desteğine başvuruyor. Modern zamanın, moderniteye ayak uydurmuş zihniyetleri, kadının anneliğini aşağıladıkları için çok daha kolay telkinlerde bulunabiliyorlar. “Bunların yaşanması çok normal, yeni bir depresyona girmek üzeresin. Aman dikkat et! Arada sosyal mekanlara takıl. Alkol alabilirsin, seni rahatlatacaktır..”

Kadın, özellikle de enaniyeti bol bir kadın popülerliğini yitirmemek adına, yavrusuna daha iyi anne olabilmek adına, ona daha iyi bir gelecek adına, eşinin gölgesinde kalmamak adına yeniden işine döner. Evini, meleğini, eşini ihmal etmeye başlar. Yanlış yolda olduğunun bile bile farkına varmaz, vardırılmaz. Günahsız, yumuşacık elleri olan masum bir melekten ayrı geçirdiği her bir ana, fıtratını zorlayarak tahammül eder.

Yaradılışındaki kodları çözülemeyen tohumların başına ne geliyorlarsa, yaradılışındaki kodları doğru okunamayan ve çözülemeyen bir kadınında başına o gelir. Yanlışlar içinde çürür, buruşur. Günahsız, temiz bir melek yatağında yalnız, anne kokusundan mahrum uyurken, yavrusundan ayrı olmakla fıtratını zorlayan bir anne yanlış üstüne yanlış işler.

Haykıran vicdanını, zonklayan beynini susturmak için kazandığı paralarla içer de içer. Artık düşünme melekesi dumura uğradığı için, evini, eşini, can parçası oğlunu düşünemez. O artık evli değildir, anne değildir, insan dahi değildir, çünkü düşünemez haldedir. Zira, “Şeytan, içkide ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz hepiniz vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Sûresi, 91) İçkiden, kötülüklerden, akıl yürütme yeteneğini bile isteye dumura uğratmaktan vazgeçmeyen biri, o gece ilk defa tanıdığı bir adamın evinde ölebilir.

Adı Defne, kendisi için üzüldüm, dua ettim. Keşke Defne’ye daha önce birileri ulaşabilseydi. Keşke zamane uzmanları değil, ona iman sahipleri ulaşıp tavsiyelerde bulunabilseydi. Defne o gece o programa katılmasaydı, evinde, meleğinin yanında onunla uykuya dalsaydı, olmadık işler yapmasaydı, adı böyle anılmasaydı.

Defne Joy Foster öyle ya da böyle artık aramızda değil. Sayılı nefeslerini, takdir edilen bir mekan ve zamanda yitirdi. Şimdi geride, ibretlik bir sürü durum ve “annesiz” minik bir yavru kaldı.

  10.02.2011

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut