Sahtelik bu kadar yüzeyde mi?

Mehmed Boyacıoğlu

SİZ, MEDYADA imam nikâhlı yaşamanın eleştirildiği kadar sözüm ona “seviyeli ilişkiler”in eleştirildiğine şahit oldunuz mu?

Siz, doğu ve güneydoğudaki berdele vurulduğu denli, zengin aile çocuğudur diye sevmediği biri ile evlenmeye zorlanan burjuva kızının haber yapıldığını gördünüz mü?

Siz, görücü usulü ile evlenenlerin evliliklerinin mutsuz bittiğine dair yapılan vurguların onda birinin, yıllar süren beraber gezip tozmalardan veya uzun süren nişanlılık dönemlerinden sonra her iki tarafın “gönül rızası” ile yapılan evliliklerin birkaç ay içinde fiyasko ile bittiğinin haber yapıldığına tanık oldunuz mu?

Siz, ortaokulu bitirdikten sonra ailesi tarafından evlendirilen kızların haber yapıldığı derecede, lise okurken flört edenlerin, park ve bahçelerde “evlilik öncesi ilişkiler” yaşayanların TV kanallarının konusu olduğunu gözlemlediniz mi?

Siz araç kullanmayı ehliyetliler kadar iyi beceren, ama ehliyet almaya ya maddi gücü yetmeyen ya da zaman bulamadığı için ehliyetsiz vasıta kullanana vurulduğu kadar içkili araba kullandığından dolayı kaza yapanlara vurulduğunu fark ettiniz mi? Kazayı yapan olsa olsa ya trafik canavarıdır, ya dikkatsizliktir ya da aşırı hızdır veya kurallara uymamaktır.

Hâkim zihniyetin kafasındaki, yukarıda örneklerini sıraladığım ayrımı, Siyasi Bilimler Fakültesindeki iğrenç saldırı haberinin satır aralarında da fark ettim:

Meğerse eski demokratımızı ve çiçeği burnunda sosyal demokratımızı konuşturmayanlar sahte öğrenci değil miymiş? Aslında Anayasa Komisyonu başkanımıza (‘anayasaya dair bir sohbet veya konferans SBF’ de değil de manav ve çobanların bulunduğu bir mecliste mi yapılırdı?’ sorusunu yöneltmek ayrı bir bahis) yumurta fırlatanlar gerçek öğrenci değilmiş. Bak, bak! Demek ki, gerçek öğrenci olsalarmış, böyle menfur bir iş aklılarından geçmezmiş…

“Sahte öğrencilik” birkaç yıl önceki “sahte içki”ye benzedi. Hâşâ, (!) devletimizin izin ve kontrolünde imal edilen alkollü içki insanlara zarar mı verirmiş? Olsa olsa izinsiz üretilen ve yurda kaçak yollardan sokulanı zarar verir.

Sigara da öyledir. Malum bakanlığımızın bandrolünü taşıyanlar “zararlı”dır, kabul, ancak yurda kaçak yollardan sokulanı, resmi bandrol taşımayanlar “özellikle” zararlıdır. (Vergilendirilmiş kazanç olmadıkları ve dolayısıyla kutsallaşamadıkları için olsa gerek.)

Öğrenciler de öyledir. Sekiz yıl boyunca, tatilleri saymazsak toplam 1.520 (yazıyla bin beş yüz yirmi) defa “küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak” diye bağıran gençlerde, kötülükten eser mi kalırmış? Bunlar büyüklerine yumurta mı atarmış?

Resmi ideolojinin tornasından çıkanda hata mı olurmuş? Hata, olsa olsa o şablonun dışından gelenlerden çıkar. Egemenlerin demek istediği budur.

(Yumurtanın bir zerresini bile yapmaktan aciz olan insanın onu nimet olarak görmesi ve o nimetten in’âmı ve in’âmdan da Mün’imi görmesi gerektiğini söyleyen hiçbir devletlûmuz yoktur. Buna, başlarında Demokles’in kılıcı gibi duran laikliğimiz engeldir.)

O zaman, belirli aralıklarla gerçekleştirilen darbelerin gerekçesi olarak sokağa salınan ve hemen her türlü huzursuzluğu çıkaran; ezcümle polis asker, siyasetçi, aydın ve iş adamı ölürden gençler hangi gezegenden gelmiştir dersiniz?

Hayali ihracatta, ihale yolsuzluklarında, döviz ve uyuşturucu kaçakçılığında başarılı (!) olanlar hangi ülkeden ithal edilmiştir dersiniz?

Hâkim zihniyeti; Kemalizm'i yücelten hanımlar beyler, saatinizin yanlış olduğunu itiraf ederseniz randevularınıza geç kalmamış olursunuz. Doğruluğunda ısrar ederseniz her randevuya geç kalırsınız. Çağdaşlığını kabul ettiğiniz Avrupa’nın çok gerisinde kaldığınız gibi.

Yanılmayı çok isteriz, ama insan yetiştirme paradigmanız ve sisteminiz çökmüştür. Yapacağınız ilk iş bunu itiraf etmektir. Biçare milletin çocuklarını kobaya döndürdüğünüzü kabul etmenin zamanı geldi ve geçiyor.

Ondan sonra da, belki çok kısa bir kırmızıçizgiler listesi bulunan; her kesimin “özel” okullar açmasına imkân veren bir eğitim sistemine izin vermektir.

Yani demokrasiyi eğitim alanında da uygulamaktır.

  14.12.2010

© 2021 karakalem.net, Mehmed Boyacıoğlu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut