Güneş göz(d)e batar...

Vahyin Binbir Sesi adlı yeni kitabımızdan, Risale-i Nur’un çok katmanlı metni içinde birbiri içine sarılı mesajlarına dair bir notu paylaşıyorum. Risale-i Nur’un yavrusuna süt veren koyun gibi bir “âlim-i mürşid” olduğuna dair inancımın bir belgesini sunuyorum.


YİRMİ BEŞİNCİ Söz’den Kur’ân’ın belagatine dair bir cümle: “…bir cümlede, bir zerreyi bir gözbebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği gibi, güneşi aynı ayetle, aynı çekiçle göğün gözbebeğinde yerleştirir ve göğe bir göz yapar.”

Söz konusu bahiste bu tesbite dair açık bir misal yok. Ama On Altıncı Lem’â’da, Kehf’in 86. ayeti hakkında şöyle diyor: …bir denizi[n], “çamur içinde bir çeşme”ye teşbihi ve Arapça hem “çeşme”, hem “güneş”, hem “göz” mânâsında olan “ayn” kelimesi, esrar-ı belâgatçe gayet mânidar ve münasiptir.

Derken, zarif bir haşiye’ye gönderir dikkatimizi Üstad:

Fi ayn-i hamie’deki ayn tabiri, esrar-ı belâgatçe lâtif bir mânâyı remzen ihtar ediyor. Şöyle ki: “Semâ yüzü, güneş gözüyle zeminin yüzündeki cemâl-i rahmeti seyirden sonra, zemin dahi deniz gözüyle yukarıdaki azamet-i İlâhiyeyi temâşâyı müteakip o iki göz birbiri içine kapanırken, rûy-i zemindeki gözleri kap[at]ıyor” diye, mucizâne bir kelime ile hatırlatıyor ve gözler vazifesine paydos işaretine işaret ediyor.

Hz. Zülkarneyn’in kıssası anlatılırken geçer bu ifade: “Zülkarneyn güneşin battığı yere vardı ve güneşi kızgın, çamurlu bir çeşmede/gözede batıyor buldu.”

Açıktır ki, güneş bir gözede batmayacak kadar büyüktür. Ama güneşi göğün gözbebeğine yerleştiren ve güneşi göğe göz yapanın “gözünde” koskoca okyanus bir “göze” kadardır. Dolayısıyla güneş gözede batar. Aslında güneş yeryüzünde hiç batmaz; fakat yerküre üzerindeki insanlar, bulundukları yerden bakınca, güneşi her akşam batıyor görürler. Ama sadece öyle görürler. O halde güneş gözde batar. Yeryüzünden bakılınca, göğün yüzünde bir “göz” gibi durur güneş. Gökyüzü yerin yüzünü “güneş gözü”yle seyreder. Yeryüzü de göğün gözüyle göz göze gelmek için “deniz gözü”nü açar. Güneş battığında göğün gözü kapanır. Aynı anda mavi gözlü deniz de kararır, kapanır. Güneş gözü deniz gözünün içinde batar. Deniz gözü de güneş gözünün içine kapanır. Yeryüzünün “göze”si ve “gözü” deniz, göğün gözünde batar. Göğün gözü güneş ise çamurlu bir “göz”de ve buharlı bir “göze”de batar. Yeryüzünün gözü göğün gözüne kapandığında akşam olur, insan gözleri kapanır. Göğün gözü yeryüzündeki gözede battığında, insan gözleri de uykunun kara gözüne batar. Göğün yüzü yeryüzündeki insanların gözünde battığında, insan gözleri de kepenklerini kapatır, vazifesine paydos verir.

Şimdi bu ayetin ele avuca gelmez belagatini haber veren Said Nursî cümlesini yeni bir dikkatle okuyalım: “…bir cümlede, bir zerreyi bir gözbebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği gibi, güneşi aynı ayetle, aynı çekiçle göğün gözbebeğinde yerleştirir ve göğe bir göz yapar.”

  18.09.2010

© 2021 karakalem.net, Senai Demirci



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut