Türkiye’ye bir manevi iklim: Ramazan Ayı

Harun Pirim

RAMAZAN AYI bütün müslümanlarca heyecan ile karşılanılan bir aydır. Bu ay, Kur’an’da bildirildiği üzerede Kur’an’ın indirilmeye başladığı aydır. Alemlerin Rabbi’nin kelamı olan Kur’an ayıdır. Günlük hayat içinde unutulanların hatırlanıldığı, olumsuz alışkanlıklarla mücadade edilen, bir anlamda kalibrasyon-bakım ayıdır Ramazan. Diğer bir ifade ile gündelik koşuşturmalar içinde Allah’ın verdiği nimetler göz ardı edilebiliyor iken, tabiat, sebepler, doğa üçlüsüne izafe edilebiliyor iken Ramazan ayında oruç vasısatı ile insan bir kuru ekmeğin nimetliğini idake ve görneye yanaşıyor. Yaratıcının verdiklerini düşünme, kıymetini idrak etme fırsatı bulmasının yanında Yaratıcının emri ile yemediğinin içmediğinin şuuru Allah inancını perçimliyor ve kalbini güçlü kılıyor. Her türlü fiziki kötü alışkanlıklar ile mücadele durumunda kalıyor insan oruç vasıtasıyla, sadece fiziki kötü alışkanlıklar değil gıybet, kötü söz söylemek gibi olumsuz hallerden de alıkoyulan bir vasat Ramazan. İnsana insanlığını iade eden bir ay, bir iklim. Ramazan ayının sonu da Fıtr bayramı. Bu bayram sabahında bir müslümanın bir fakire bir ögünlük yemek miktarınca para vermesi gerekiyor. Ramazan boyunca hakim olan yardımlaşma, bayram günü özel bir yardımlaşma ile tatlı bir son bulmuş oluyor.

Bu iklim Türkiye’de nasıl yaşanıyor? Kur’an okumaları: camilerde ve özel vakıflarda aynı zamanda kişilerin kendi evlerindeki özel okuma programları. Yoksullara yardım ve kardeşliği pekiştirme vasıtaları olan paylaşımlar, ikramlar: ücretsiz yemek yenilen iftar çadırları yurdun dört bir yanında. İnsanlar iftar vakti bu çadırlarda birlikte iftar ediyorlar. Çeşitli iftar davetleri ve birlikte iftar yolu ile ortak kulluk şuurunun uyanması. Radyo ve televizyonlarda özel iftar, sahur programları. Bu programlardaki manevi içerikli sohbetlerle insanın kalbinin lezzet alması. İstanbul ve diğer şehirlerdeki camilerin minareleri arasında dev ışıklar ile yazılmış “hoş geldin Ramazan” yazıları Ramazan ruhunun kıyafeti adeta. Trafikte yolda kaldıkları için iftara eve yetişemeyenlere yemek dağıtılabiliyor. İşlerinden çıkıp eve iftara yetişemeyenlere ikramlar yapılıyor yollarda. Bazı şehirlerde iftar ezanı öncesinde top sesi de işitiyor insan.

Kısaca Türkiye de Ramazan’da paylaşıyor, yardım ediyor, yoksullara şefkat ediyor. Yaratıcısına şükrediyor, kendisine verilen nimetlerin kıymetini daha iyi anlama fırsatı buluyor, maneviyatını cilalıyor.

  12.08.2010

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim

  1. English Version of the Article Bu yazının tercümesini okumak istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut