“Güzel” i göstermek ne güzel

GÜZEL CÜMLELERLE “Güzel” in ifadesi gönlü güldürüyor; akıl okudukça bir daha okumak, latifeler doldukça dolmak istiyor; nefisse suskun, şeytan ise uzaklaşıyor güzellik karşısında.

“Mevcudat içinde en latif, en güzel, en cami ayine-i Samediyet de, hayattır. Güzelin ayinesi güzeldir. Güzelin mehasinlerini gösteren ayine güzelleşir. O ayinenin başına o güzelden ne gelse, güzel olduğu gibi; hayatın başına dahi ne gelse, hakikat noktasında güzeldir. Çünkü güzel olan Esma-ül Hüsnanın güzel nakışlarını gösterir.” (Yirmi Beşinci Lem’a)

Lisan susmak, kalem konuşmak istemiyor hakikatin bu kadar beliğ, belagatin bu kadar hakikatle dolu olması karşısında; akıl şaşkınlık derecesinde hayrette, vesvesenin diyeceği bir şey, şüphenin bulacağı boşluk yok; boş bulunup bunları okumamak, tefekkür etmemek, halen hayata aksettirmemek ne büyük boşluk… Kürelerle dolu kâinat boşluğu bile bu boşluğu kaldırmaz; bu hakikatleri uhuvvetkarene muhabbet meclislerinde müzakere etmek; ne hoş, ne tadı doyulmaz lezzet, ne büyük şifa, ne büyük deva; bir nevi cennet…

Ezici, boğucu, dağdağalı dünya ve işlerine nasıl dayanılır; böylesi hakikatler olmasa, böylesi güzellikler devşirilmese dünyanın esmaya ve ahirete bakan yüzünden… Anlayacağımız akıl seviyesine, kalp kıvamına, duygu katmanına indiren Cemal ve Kemal sahibi, Cemil olan Rahman ü Rahim’e; bütün Esma-ül Hüsnasının tecellileri adedince ezelden ebede kadar hamdolsun…

Rahat ne rahatsız edilmeye değerdir bu hakikatler karşısında; nefis tembelliğe, müzakeresizliğe, zikirsizliğe, şükürsüzlüğe alıştırılmamalı ki; musibetlerden, hastalıklardan, kederlerden azami istifade edilebilinsin; Esma tecellilerine güzelce ayine olsun, sonsuz sevinçler devşirsin.

Gecede güneşin en birinci ayinesi ay; gündüzde denizin dalgaları adedince güzellik müşahedesi; hayatı ne güzel eder, “an”ları güzelliklerle doldurur, musibet gecelerini ayın on dördü gibi aydınlatır, gündüzü şükür saatler olarak şenlendirir. Ne gam; ya sabırda, ya şükürde; her iki halde de kazançta. Hiç boşluk, hiç sıkıntı, hiç keder yok; hep dolu, hep güzelliklerin derecelerini seyretme… Böylesi hayat ne uzun, ne geçirilmek istenmez, ne bitirilmek dilenmez yaşam… Sonu gelmez güzellikler emilen, sonsuzluğu netice veren çok yoğun çekirdek hayat; ahiretin sonsuz güzelliklerine, Cemal-i Bakiyeyi müşahedeyi hazırlayan güzel hayat.

Deva ve güzellik dolu Nur denizinde Hüsna olan Esma tecellilerinde yüzmek – musibet ve afiyet anları – için Cemil-i Zülcemal’in inayetine ihtiyacımız var; O’nun bütün güzellikleri içine alan Rahmet eli ulaşmazsa nice olur halimiz? Rahmetinden hep ümitliyiz; çünkü bizi güzelliklerini göstermek için ayine seçmiş.

  15.02.2010

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut