GECELERDEN BİR gece..
Hüzün yılındayız Mekke’nin.
Amca Ebu Talip’in desteğinin kesildiği.
Sadık eş Hatice’nin nefesinin tükendiği
Hüzün yılında, gecenin dudağında
Bir peygamber nefesi.
Derken bir ümit çiçeği.
Bir haber iniyor göklerden.
Yeryüzüne iniyor semâ sanki.
Rahmet çağlayanı köpürüyor.
Ebedî bir bûse, gecenin göğsünde.
Pırıl pırıl sevinç…
Çölün susuz yüreğinde.
Kâbe’nin bir köşesinde geceyi dinliyor Peygamber.
Dağılmış yıldızları topluyor gözlerinde.
Yüz üstü sürünen sevmelerin elinden tutuyor tebessümüyle.
Umutların hepsi yüzüne koşuyor En Sevgili diye..
Öksüz vakitlerin avucuna bin Gül bırakıyor nefesi.
Yumuşacık, sıcacık..
İşte o an…
Gelip dayanıyor;
Müjdelerin hepsini, umutların cümlesini, sevmelerin en sevmesini,
Bir mavi gök eyleyip indiriyor Peygamberin yüzüne.
O’nun yüzünden
Ebedî bahar düşüyor nasibimize…
“Subhandır O Allah ki, kulunu Mescid-i Haram’dan … Mescid-i Aksa’ya taşıdı.”
Mekke’nin gecesinde bizim için ağlıyor hüzünlerimizin sadık bekçisi.
Peygamberimiz.
Bizi en çok sevenimiz.
Bizi en çok sevindirmek isteyenimiz.
Bizi en çok Rabbimize sevdirmek isteyenimiz.
Bizi bizden çok sevenimiz.
Kâbe’nin hüzünlü gecesini Mescid-i Aksa’nın gözbebeğine taşıyor.
En Sevgilimiz.
Mescid-i Aksa ki, En Güzel Kulları ağırladı çevresinde.
Mescid-i Aksa ki, Peygamberlerin geçidi.
Mescid-i Aksa ki Hz. Süleyman şehri.
Mescid-i Aksa ki mukaddes Kudüstür çevresi.
Kudüs, tertemizlerin beldesi.
Hz.Meryem’in adanış çilesi.
Hz. İbrahim’in ateşten kurtuluş ertesi.
Gök kubbesinde yankılanır gibi bir Davut sesi..
Müslümanların ilk secdesinin adresi.
Son Peygamberin ilk kıblesi.
Kudüs ki, Peygamberler bahçesi..
Göklere çağrılan o kul.
İşte o kul…
Mescid-i Aksa’da…
“Çevresi mübarek kıl”ınan Mescid-i Aksa’da…
Mübarek Kudüs
İmanın ana kucağı Kudüs
Duanın otağı Kudüs
Sabrın durağı Kudüs
Peygamberler ocağı Kudüs
Kudüs ki bir okul..
Sabrın rahlesi sabredenlere..
Şükrün alfabesi şükredenlere…
Kudüs işte o okul..
Ve Kudüs’te o kul…
Yüreğindeki kutsal emanetle
Kâinatın rengini değiştirecek nur; yüreğinde
Sonsuz mutluluğun kapısını açacak anahtar; elinde.
Kudüs bayram etmekte.
Mescid-i Aksa’nın çevresine bereketler inmekte.
Çünkü.
İbrahim’in duası, evlatların en hayırlısı Muhammed [asm] Kudüs’te
İsa’nın müjdesi, kardeşlerin en salihi Ahmed [asm] Kudüs’te
Musa’nın ümidi, kulların bir incisi, seçilmiş Mustafa [asm] Kudüs’te
Yusuf’ları kuyudan çıkaran, Yakub’ların gönlünü açan gül kokulu Muhammed Mustafa [asm] Kudüs’te.
Harman yeri Kudüs…
Ekinlerin cennet diye yeşerdiği yer Kudüs.
Meyveye duruyor insanlığın ubudiyeti…
Göğe eriyor secdelerin başı.
Kutlu bir kabullenişin serin kucağına düşüyor
Yakarışların sancısı…
Yücelerden kapı açılıyor insanlığın şaşkın yürüyüşüne.
Ve mirac.
başlıyor.
O kul, çağrılıyor bizim yerimize..
“Kalk ya Muhammed, insanlık müjdeni beklemekte..”
“Aç gözlerini ey Ahmed, varlık Senin gözlerinden teselli emmekte…
“Yürü ya Mustafa, biçare Yunus’lar yüzünü izine sürmekte..”
“İşit ey sevgili kul, çölde susuzlar sözlerini içmekte…”
“Gel ey Muhammed Mustafa, yeryüzü ve gökler senin yüzünü özlemekte..”
İçimizden biri
Bizim gibi..
Bizi bizden daha çok esirgeyen…
Yükselişin eşiğinde..
Ardı sıra bıraktığı izle bizi de kurtuluşa götürmek için.
Kurtuluşumuzun haritası elinde.
Ayağa kaldırıyor ümitlerimizi.
En çok sevilmek istediğimize sevdiriyor bizi.
Bir kul olarak miracın eşiğine koyuyor her birimizi..
Sevildiğimizi biliyoruz bir bir…
Secdelerimizin başı göğe eriyor.
Yakarışlarımızın sancısı bir Kutlu Bakış’ın kucağına düşüyor.
Yumuşacık….
Gül oluyoruz zamanın avuçlarında…
Tazecik…
Cennet bahçesine buyur ediyor
En günahkârımızı bile..
Başının secdeye değdiği o yerde.
Tutuyor yüreğimizden
Yüzümüzü kaldırıyor yerden.
Rüku rukû doğrultuyor eğriliklerimizi.
Secde secde cennete taşırıyor yüreklerimizi.
Yeryüzü seccadesinde bir inci eyliyor bedenimizi.
Miraca katıyor nefeslerimizi.