“Filistin Halkı Mutlu”

Öznur Çolakoğlu Cam

“ŞİFAHEN DEĞİL, acilen Filistin’e yardım!” kampanyası ve afişleri yine her yanı kuşattı. Filistin yine kan ağlıyor. Gazeteler, ana haber bültenleri, tüm basın yayın organları bu vahşeti ve dehşeti an ve an tüm dünyaya duyuruyor. Dua zincirleri oluşuyor. Dünyanın dört bir yanından sürekli yardım yağıyor. Yardım yağdığı gibi İsrail’e de lanet yağıyor. Gazetelere göz atıyorum, Türkiye de tam teşekküllü beş ambulans göndermiş Gazze’ye . Ahh diyor içimden bir ses “ keşke daha zengin bir ülke olsak da daha büyük yardımlar, daha kalıcı çözümler ile yardımcı olabilsek Filistin’e.”

Gazeteler, günlerdir Gazze’deki katliama yer veriliyor. Ne ilk ne son biliyorum. Daha çocukluk yıllarımdan kalan bir görüntüyle günlerce uykusuz kalmıştı minik bedenim. Henüz 10 yada en çok 11 yaşlarındaydım sanırım. İsrail askerleri bu denli gelişmiş silahları olmadığı için daha başka vahşi yöntemlerle canını kanatıyordu Filistin’in. Görüntülerde İsrail askerleri sivil bir Filistinlinin kollarını ve bacaklarını taşlar ile vurarak kırıyorlardı. Çocuk yüreğim nasıl ürpermiş, nasıl hüzünlenmişti. Oysa ne yazık oradaki çocuklar daha nicelerine şahit oluyorlar yıllardır.

Bu son saldırıda kullanılan silahlar ile ilgili açıklama yapıyor Filistinli doktorlar. “Nasıl bir silah kullanılıyor anlamadık. Hastaneye getirilenlerin bedenlerinde herhangi bir yaralanma olmasa dahi beyinleri parçalanmış oluyor.” Sanıyorum Amerika’nın yıllardır aradığı nükleer silahlar İsrail’de.

Yine başka bir gazete haberinde Filistin’e girmek için sınırda bekleyen İsrail askerlerinin dua ve ibadetlerini aksatmadan yaptıklarını, ayrıca yaralı bir köpeğin başında göz yaşı döktükleri haberi yer alıyor fotoğrafları ile birlikte. Nasıl bir zihniyet , nasıl bir sapmışlık ki katlettikleri minicik canlara üzülmeyen katı yürekler yaralı bir İsrailli köpeğe üzülüyor.

Ruhum sıkılıyor. Mengeneler içinde sıkışıyor sanki ruhumu şenlendiren tüm damarlar. Eposta hesabıma nicedir kontrol etmediğimden muzdarip, bir medet açıp bakıyorum postalara.. sıkıntım artıyor , değil rahatlamak daha da bir hüsran çöküyor içime.

Bir arkadaş “O an” fotoğrafları göndermiş elektronik postasında. Yirmiye yakın fotoğrafın altlarında çekildikleri tarih, an ve olay yazıyor. Tüm fotoğraflarda hüzün, tüm fotoğraflarda dram, endişe, korku. Ürkmüş çocuklar, aç insanlar, silahlı askerler, patlamalar, yitişler, yok oluşlar. Hepside ümidi yok, hüznü çok kareler.

Yardım kuruluşlarının Gazze için başlattıkları yardım kampanyaları ile ilgili postalar. Yıllardır bitmeyen zulüm. Başka bir eposta noel denilen yılbaşının hristiyan alemi için ehemmiyetinden ve aslında Türkler ve Türkiye içinde pekte bir öneminin olmadığından bahsediyor. Yerden göğe haklı. Kurban fakirin bayramı diyor epostada ama onu da hayvan katliamı olarak lanse ediyorlar. Yılbaşı denilen nemenem noel kutlamalarında ise insan katliamı yapılıyor her sene sessizce.

Okuduğum gazetenin haberi de ruhumun vaveylalarını arttırıyor. Birçok genç alkolle ilk olarak yılbaşı gecesinde tanışıyor diyor haber. Alkol tüketimi ve trafik kazaları hat safhada artıyor. Çevre baskısı ile bu tarz kutlamalarda alkole başlama yaşı 11’e kadar düştü diye devam ediyor..

Derken, ekonomi sayfalarına kayıyor gözüm. Küresel kriz, işsiz kalan binlerce insan, binlerce aile. Sadece Bursa’da 55 bin kişinin işten çıkarıldığını söylüyor eşim ve ekliyor herhalde bu sene içki satışları biraz olsun düşer. inşaAllah diyorum ama gazetelerden ve diğer gözlemlerimden biliyorum ki çocuğu hasta iken ilaç ve doktor parası bulamayan “adam” diye gezinen, her geçe içki sofrasını muntazam isteyen “baba”demeye bin şahit isteyen, beş para etmez erkekler var bu ülkede.

Öğrencilerimin veli profillerini incelediğimde görüyorum ki, sigara, kontör, içki parası bulduğu halde çocuğunu karda buzda açık ayakkabı ile gönderen babalar var bu ülkede.. bu ziyanlıkların hepsinin adı çağdaşlık. Hepsinin adı modernlik mi şimdi? Çoluk çocuğunun rızkını temin etmeyen ama yılbaşı kutlaması için bir meyhanede sabahlayan adama hangi vicdan sahibi çağdaş diyebilir?

Akşam yemeğini hazırlarken patlama sesleri geliyor kulağıma mutfağın camından bakınca görüyorum ki şimdiden başlamış havai fişek gösterileri. Gazzede bombalar patlıyor durmaksızın, Müslüman bir ülkede her şeyden bihaber kutlama fişekleri.

İslami yaşam gerçekten tam manasıyla sirayet etse bir topluma. Ne yokluk kalır nede yoksulluk zannımca. 55 bin hanenin işsiz ve maaşsız kaldığı bir şehirde en az 150bin insan sıkıntıda demektir. Oysa bu gece neredeyse 200bin kişide kutlama yapmak, alkole, harama milyarlarca para akıtmak için hazırlanmıştır. Oysa ne tarihimizle, nede dini geçmişimiz ile örtüşmüyor bağdaşmıyor bu gece. Nede böylesi bir kriz ortamında sıkıntıda olan binlerce insana nispet eder gibi, insanlıkla da bağdaşmıyor bu gece.

Yıllardır yaptığım gibi yine kutlamayacağım yılın ne sonunu, nede başını. Mutlu geçmiyor ve mutlu başlamıyor yıllar ne yazık ki. Gazze ile ilgili haberleri okurken gözyaşlarım düşüyor gazetenin sayfalarına. Dünyada böyle zulümler devam ettiği sürece yılın sonu hüzün, yılın başı hüzün değişmiyor hiçbir şey. Otuz yıl önce çıkmaya başlayan bir dergi ilk kapağında ağlayan, asker üniformalı, kocaman gözleri olan, küçük bir erkek çocuğunun resmini kullanmış. Otuz yıl geçti ve o çocuk hiç gülmedi ne yazık. Halen ağlıyor masum çocuklar, halen ölüyor her şeyden habersiz sabiler.

Her gece olduğu gibi yine sadece dua edeceğim bu gece. Allah’ım ne olur Filistin halkının, islamiyetin ve tüm Müslümanların, dünya üzerindeki tüm hakiki insanların yardımcısı ol diye. 2009’da Mutlu Filistin haberleri duymak istiyorum artık. Ağlayan çocuklar olmasın istiyorum. Filistin ve tüm dünya insanlarının, İslam aleminin barış huzur ve kardeşlik içinde geçireceği nice yıllar istiyorum.

2009 yılında tüm gazeteler, “Filistin Halkı Mutlu” diye yazabilsin istiyorum. Filistin Halkı ve Tüm Dünya insanları mutlu ve huzurlu olsun istiyorum!

  01.01.2009

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut