Randall’dan Mustafa’ya

Harun Pirim

BULDUKLARIMIZIN KIYMETİ, ararken gösterdiğimiz çaba nispetindedir. Elimizdekilerin değerini yoksunluklarında algılıyoruz çoğu kez. İlkler hoş sada bırakıyor ne de olsa ilkler uzunca bir sürenin yoksunluğunu barındırıyor içlerinde.

Mustafa ile geçtiğimiz Ramazan ayında bir iftar yemeğinde tanıştım. Bir çok mühtedi erkek gibi mütebessimane bir çehre ile, hacı amca izlenimi uyandıran bir sakal ile, teslimiyet ruhuna ev sahipliği yapan görünüşe sahip Mustafa. Mississippi’nin Greenville isminde bir şehrinde çalışan bir avuç müslümandan birisi. Bulunduğu yerde uzun süre Cuma namazı kılabilecek bir arkadaş grubu olmadığı gibi belirli bir süre sonrasında bulunduğu yere kırkbeş dakika mesafede bulunan bir mescide her hafta Cuma kılmak için gidiyor. Arada sırada da Starkville’de(üç saatlik mesafe) bulunan müslüman aile doslarını ziyaret ediyor. Eşi kendisinden sonra müslüman oluyor. Çocuklarını da zamanında sırf bir inanç havasını tatmaları için kliseye götürmek durumunda kaldığından bahsetti. Müslüman olduktan sonra Hristyan forumların birisine katıldığını ve orada fikri münazaralarda bulunduğundan bahsetti. Daha sonra ortamın faydasız bir tartışma iklimine dönüştüğünü fark edince forumdan çekiliyor. Hali hazırda forumlara yazmış olduğu yazıların yüzlerce sayfa olduğunu ifade ediyor.

Randall, Müslüman oluş öyküsünü şöyle dile getiriyor. Mississippi State Üniversitesi’nde okuduğu yıllarda yurtta kalmak için İran’lı bir arkadaş ile aynı ortamı paylaşıyorlar. Gel zaman git zaman Hristiyanlık ve İslamiyet üzerine tartışma havasında konuşmaları oluyor. Bu tartışmalarda her ikisi de kendi görüşlerinin haklılığını ifade etmeye çalışıyor. Karşılıklı atışmaları belli bir süre devam ediyor.Randall teslis akidesine olan inancının sağlam olduğunu söylüyor. Arkadaşının Kur’an’da geçen Hz. İsa(a.s.) anlatımından pek bir şey anlamadığı için yalnız başına Kur’an’ı eline alıp ilgili yerleri sırf arkadaşının ne anlatmak istediğini anlayabilmek bakımından okumaya başladığını söyledi. Kur’an’daki Hz. İsa(a.s.) anlatımının daha makul olduğunu fark ettiğini ve o noktandan sonra da Kur’an’ın geriye kalan kısmını da okumaya devam ettiğini ifade etti. Sonra da kalbinin tevhide açıldığını. Kendi adına böylesi bir “guidance”ın bir insanı nasıl bulduğunu özelinde kendisinin böylesi bir nimet için ne yapmış olduğunu sorguladığını anlattı.

Eşinin daha sonra Müslüman olduğunu öğrendim. Eşi özellikle teslis inancının taklidi olduğunu söylemiş. Bu anlamda eşinin İslam’ı tercihinin kendisinden çok daha kolay olduğunu ima etti. Geçenlerde de Kur’an’ın direk hitap eden üslübu ile “New Testament”ın dolaylı (narrative) anlatım tarzını eşiyle kıyaslayıp, hayretlerini birbirlerine ifade ettiklerini aktardı.

Tablo genel hatlarıyla böyleydi, kim bilir karşılaştığı bir konunun hakikatini hakkıyla öğrenmeye meyleden bir cüz’i iradaye Allah’ın verdiği bir nurdu belki böylesine bir iman. Sözüm ona sağlam yanlış inançlar ve dahi taklidi inançlar hakikate boyun eğmeye mahkumdu. İradenin asilliği de tam bu noktada kendisini gösteriyordu.

Randall’in ‘hidayet nasıl geliyor, neye binaen geliyor?’ sorularına kemdimce yanaşabildiğim kısa cevaplar: arayış içinde olmak, bir şeylerin yoksunluğunu hissediyor olmak ve düşünüyor olmak.

  05.12.2008

© 2021 karakalem.net, Harun Pirim

  1. English Version of the Article Bu yazının tercümesini okumak istiyorum.



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut