Sihirli kapı

KAPILARIN AÇILMASI, açılacak başka kapı kalmadı anlamına gelmez, aksine yeni açılımlara gebe bırakır… Tek yön, tek yol değil gidilen yol, devamlı ikilem, devamlı değişim, devamlı tercih, devamlı gelgitler; bu yoksa zaten, yerinde duruyordur yolcu…

Ne keyfin kararı var, ne zevkin; her şey zaman rüzgârında savruluyor, kararsızlık kararıyla kapılar açılıyor veya yüzüne kapanıyor, kapanan kapı, yönün bu taraf olmadığını açıklıyor…

Her şey bir sözle, bir kapı ile çözülmüyor, belki o anı, o günü güldürüyor, ya yarın? Yarın ayrı bir dünya, ayrı bir âlem; açılmayı, anlaşılmayı bekleyen başka berzah, başka dar geçit…

Gün ne kadar aydınlık olsa da, her akşamda karanlığa boğuluyor, yeni doğum için sancılı karanlık süreçten geçiyor… Bir kapıdan bir defa geçilir, aynı kapıdan geçiliyorsa yeni yerler keşfedilmiyor, yeni güzellikler devşirilmiyordur…

Dün geçmiştir; bugün yeni sözler, yeni renkler, yeni hikmetler yakalanmamışsa yarınlar daha yıkık geçecektir… Başkasının yaptığının aynısını yapmak veya dünkü yaptığını tekrarlamak, aynı neticeyi, aynı coşkuyu vermeyecektir… Her gün coşkulu, her gün heyecanlı, her gün enerji dolu olacak kadar güçlü varlık değiliz ve böyle olmanın sihirli bir değneği de yok; bu gün bir şeyden mutlu olabilirken yarın aynı şey mutlu etmiyor, aynı şekilde keder de…

Bir damlada boğulmak da mümkün, bir nefeste âlemi yutmak da… Böylesi karmaşık bir varlık, bir kapının açılmasını kanaat etmeyecek kadar bilgeliğe ve mutluluğa aç ve muhtaç… Muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki kan da yetmiyor, kâinatın içinde kaybolduğu kalbi taşıyor insan; kalp ise, her esen rüzgârda ayrı yöne savruluyor, yönler ve yollarda bitap düşüyor…

Gerçekliğin tek kapısı yok kısacası, biri açılmışsa yenisine hazır olmak gerek, her kese de özeldir kapılar, anahtarı sizdedir; sizi siz açabilirsiniz, başkası sadece yardımcı olur…

Gerçeklik, hayallerin çok ötesinde veya ayaklarınızın dizi dibinde; yıldızlara bakarken ayakların bastığı yeri de bilmek gerek mutluluk bilgeliğine veya bilgeliğin mutluluğunun tutunabilmek için…

Bu satırları okuduğunuzda yeniden okumak istemeyeceksiniz, çünkü şuur düne döndü; yeni keşiflerle ileri gitmek için, yeni kapılara dayanmak isteyeceksiniz… Bu kapıların sonu gelmez, sonu sonsuzluk olan bir varlık insan; bir günlük, bir anlık keyfe ve kedere kapılacak kadar kararlı değil, ne yapsın, zaman nehrine düşmüş bir kere, elden ne gelir, aşamadığı ve açamadığı bir kapı karşısına gelince “kader” deyip geçiyor, çaresizliğine çare arıyor…

Her şey bir kapıdan ibaret değil ve bir kapı her şeyi çözecek kadar geniş değil; sıra sıra dizilmiş, zincir zincir uzanmışlar ömür dizelerinde, ne diyeyim, sihirli bir söz yok ki her şeyi çözecek, o sözü siz bulacak ve kendinize okuyacaksınız.

  01.12.2008

© 2021 karakalem.net, Hüseyin Eren



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut