Karanlık! Siyah saçlarının bu kadar güzel olduğunu daha önce görmemiştim...

Derya Güney

NE KADAR sağlıklı olursa olsun, ömründe bir kez olsun başağrısı çekmemiş insan yoktur. Başağrısı deyip geçmemek lazım. Bazen bir tuttu mu, çok sıkıntılı anlar yaşatabilir insana. Öyle olabileceğini son birkaç yıldır bizzat müşahede ediyorum mesela ben de. Yorucu günlerin, uzun araba seyahatlerinin ve özellikle gece yolculukları esnasında süzülüp gelen farların, başımı âdeta deldiğini hissediyorum. Birkaç gün önce de, ansızın kapımı çalıverdi böylesi bir ağrı. İkindi vakti nihayete ermek, akşam hiç acelesi yokmuş gibi gelmek üzereyken. İnsanoğlu sıkıntılarını gidermek için çareler arar, en çaresiz olduğunu sandığı anlarda bile. Özellikle zikir ve dua zamanıdır canımızın yandığı anlar. Acının şiddeti ve süresine göre varın siz düşünün bu yakarışın mahiyetini. Ve böylesi anlar, sağlık zamanlarında idrak edilemeyecek dersler öğretir muhataplarına.

Akşamın hüznü, ağrıma eşlik ederken, doğrusu ben de, gittikçe loş bir hal alan odamda nispeten memnunum; sönmüş gün ışıkları, ruhuma sükûnetin haberini veriyor sanki. Ve o acelesi yokmuş gibi gelen akşam, öylesi bir hükmediyor ki vakte, gitgide koyulaşan bir karanlık çöküyor sokaklara, evlere, odalara.

Aslında karanlık iyi bir ün yapmamıştır insanlar arasında. Korkuların menbaı sayılır. Dertlerler, acılar toplanır gelir gecenin sessiz karanlıklarında. Mesela büyüklerin bir sözü vardır ki, “gece dertler artar” denir. Karanlığa ne vazife yüklemişse Yaradan, o, sadece emre itaat eder aslında. Niyazları, ışıkla gelen hiç bir engele takılmadan göğe yükseltendir karanlık. “Geceyi sizin için bir dinlenme kıldık” diyen Rabbin emri üzere, her günün nihayetinde, insanoğlunu bir yorgan gibi sarıp sarmalar. Yorgun bedenler, gecenin dinlendiriciliğinde ağırlanır.

Karanlık, kabri de çağrıştırır insanoğluna. Toprağın altına boylu boyunca uzatılışıyla, her yanını saracak bu derin karanlığın düşüncesi bile yürekleri titretmeye yeter. Karanlığın ürkütücülüğünü, dünyada tecrübe etmiş insan için, çekip gitmenin mümkün olmadığı bu yeni mekân, hiç kuşkusuz daha da korkutur. Ancak, imanlarının verdiği ümitle, karanlığın nura dönüşebileceğine inananlar, korkularını rahmet vesilesi kılarlar.

O akşam, kara bir çarşaf gibi başucumdan ayaklarıma değin üzerimi örten karanlık, nasıl da şifa olmuştu benim için. Derdimin dermanının, karanlık olduğunu düşünmemiştim oysa. Yakarışları şükre çeviren bir karanlık... Bizzat gelişi ve kucaklayışıyla, huzur ve sükûnet getiren karanlık. Karanlığın şefkatini, karanlığın merhametini iliklerimde bu kadar hissetmemiştim. Ve onun acıları nasıl dindirdiğine böylesi şahitlik etmemiştim. Karanlığın Rabbi’nin Rahmeti ruhumu sararken şaşkındım. Nur ile rahmeti birlikte düşünmüş, lakin karanlıkla rahmeti bir araya pek getirmemiştim. Oysa bu gün hiç olmadığı kadar, karanlıktaki rahmetle buluşmuştum. En ihtiyacım olduğu anda gelmiş, beni bulmuş, acılarıma son vermişti. Üstelik bana sormamıştı bile. O an, şifasını karanlıkla gönderen Rabbime gözyaşları içinde dua ederken, kabri hatırladım. Onun karanlığı da böylesi bir şifa mıydı yoksa? Bilinmez kabir hayatının herşeyi bir yana, sadece ve sadece karanlığı, huzur ve şifa olabilir miydi dünyada tarifsiz sancılar çekmişlere? Korkmuş bir bebeğin, annesinin merhamet dolu göğsüne yüzünü gömüp, o göğsün sıcaklığında ve karanlığında hıçkırıklarını susturuşu misali; karanlık, rahmetin göğsüne bir yaslanış olabilir miydi? Dünya karanlığını bir dinlenme eyleyen Karanlığın Rabbi, ahiret karanlığını dinlenme eyler miydi dilediği kullarına? Karanlık, nur muydu yoksa? Karanlığa kavuşmak, nura mı kavuşmaktı? Nur, karanlık mıydı?

Karanlık! Siyah saçlarının bu kadar güzel olduğunu daha önce hiç görmemiştim. Efendi’nden bana böylesi güzel haberler getirdiğini de. Karanlık! Toprağın üstünde verdiğin muştuyu, toprağın altında da getirmeni nasıl da arzuladığımı söyle Efendi’ne. Karanlık! Söz ver, yine böyle geleceksin kabir yatağıma... Bekliyor olacağım.

  11.09.2008

© 2021 karakalem.net, Derya Güney



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut