Şeytanın yokluğu

Nuriye Çakmak

Onu iyi tanısak keşke Ramazanlarda. Şeytan da yokken bir baksak hatalarımıza, nefsimize bir pay ayırsak. Tanısak ki, hakkıyla Rabbimize sığınsak. Unutuşlarla kandıramasa bizi. Yol arkadaşının eli kolu bağlıyken, bir düğüm de biz atsak içimizdeki düşmanımıza.


RAMAZAN AYI bittiği için yapılmaz bayram, Ramazan yaşanabildiği için yapılır. Asli haliyle bakıldığında onun her günü bir bayramdır. Kişinin ömrünü ebedi bayram eyleyecek nice iksirler saklıdır içinde. Ay boyunca süren fevkalade manevi bolluk ve bereket fırsatının yanında, şeytanın da eli kolu bağlıdır. Diğer yandan nefis zorlu bir terbiyeye alınmış, günahlara giden yollara engeller bırakılmıştır. Hayra yapılan bire bin teşvikle hem faydanın boyutu artmış, hem zararın büyük kısmı oradan kalkmıştır. O nedenle ahiret ticareti için çok kârlı bir aydır. Ancak malumdur ki, kâr ticaretten sonradır..

Ramazan ayı ile ilgili olarak en sevindiğimiz durumların başında kuşkusuz şeytanların bağlandığı müjdesi yer alır. Bu hepimiz için aynıdır. Zira şeytan tüm olumsuzlarda birinci dereceden suçludur bize göre. Silahları şeytan doldurur, çocukları camlardan şeytan iter, acele ettiğimizde elimize yüzümüze bulaştırdığımız ne varsa şeytan karışmıştır. Şeytan üflemiştir, şeytan istemiştir vesaire vesaire..

Ve işte Ramazan gelmiştir. Artık şeytan sahneden çekilmiştir. Peki ne değişir hayatımızda?

Düşünün ki, şeytan tüm sene bağlı kalmaya devam edecek, hatta hayal edin şeytan dünyadan el etek çekecek!

Duyumsayacağımız sevinci bir düşünün.

Sonra da yüzünüzü Ramazan ayına çevirin. Şeytan yok ama kötülükler aynen duruyor demez misiniz?

Mesela soralım kendimize, neden kırmızı ışıkta geçtim ben bugün iftara yetişeyim diye? Arkadaşımın kalbini incittim, oruçluyum sinirlerim gergin diye? Fırında pide sırasındayken neden hakkını yedim komşumun veya neden söylendim fırıncıya? Şeytan da yok üstelik, üstelik ben bunları Ramazan’da yapıyorum. Bu aya özel tepkiler veriyorum bu şekilde..

Daim suçlu şeytan gitmişken, kim yaptırıyor bana bunları?

Aslında cevap çok açık, suçu ona atan suçlu yaptırıyor elbet: nefsimiz.

O bir yere gitmedi çünkü. O kulluğun esası, o giderse kulluk biter. O hep içimizde. O Şeytanın bir numaralı yol arkadaşı. Şeytan gitti, o kaldı...

Onu iyi tanısak keşke Ramazanlarda. Şeytan da yokken bir baksak hatalarımıza, nefsimize bir pay ayırsak. Tanısak ki, hakkıyla Rabbimize sığınsak. Unutuşlarla kandıramasa bizi. Yol arkadaşının eli kolu bağlıyken, bir düğüm de biz atsak içimizdeki düşmanımıza.

Allah’ın sunduğu bu fırsatı, nefsimiz için de değerlendirme fırsatımız olsa. Rahmetin coştuğu bu ayda, nefsimize zulmetmesek ve terbiye edilmiş haliyle, o bize zulmedemese. Bir basamak olarak kalsa, kulluğumuz için. Rabbimize bir dua vesilesi olsa.

Bir duamız olsa, şeytanın elini kolunu bizim için bağlayan Rahman’a: Bizi nefsine zulmedenlerden eyleme, bize onu unutturma ki, ondan hakkıyla sana sığınabilelim. Şeytanın ve nefsin birliğine karşı yoldaşımız sen ol. Şüphesiz sen merhametlilerin en merhametlisisin.

Amin.

  23.09.2008

© 2021 karakalem.net, Nuriye Çakmak



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut