“Rahmet” sadece bize mi?

Nuriye Çakmak

RAMAZAN AYI ile ilgili hadis-i şeriflere dikkatle baktığımızda genelde aynı vurguyu gözlemleriz; Ramazan rahmet ayıdır. Hepimizin içini bir umut kaplar. Ahiret ticareti açısından oldukça verimli bir zamandır Ramazan. Günahların affı için güzel bir fırsattır. Orucun maddi-manevi faydalarını okudukça şevkimiz artar. Katlanır sevincimiz.

“Ubâde bin Samit anlatıyor: Ramazan ayının başladığı bir günde Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam şöyle buyurdu: İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır.”

Yukarıdaki hadis-i şerif de bunun bir örneği niteliğindedir. Ancak tamamını ele aldığımızda bir şeyleri gözden kaçırdığımızı ve tek bir bakış açısıyla okuduğumuzu anlarız. “Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar…”

İyilik ve ibadet...

Ramazan ibadet ayıdır, Kur’an ayıdır ve iyilik ayıdır. Neden? Çünkü rahmet ayıdır... Bu rahmeti hep bize sunulan rahmet olarak mı algılıyoruz? Rahmetin bizden de başkalarına ulaşması gerektiği kaçıyor mu gözlerimizden?

“Kulluğunuzla kendinizi Allah’a sevdirin.” Sanırım bu kulluğun nasıl olması gerektiğini de yine Ramazan-ı şerifle ilgili hadislerden öğrenebiliriz.

“Bu ay yardımlaşma ayıdır. Bu ay mü'minlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir mü'mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden kurtulmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.”

Hadisin devamına bakıldığında kendimizi Rabbimize sevdirecek kulluğun, sadece bizim anladığımız manada ibadetlerle olmadığını, bunun bir hurmayla oruçluya yardımdan, bir miktar su teminine kadar çeşitlendiğini görürüz.

Yine bu hadis-i şerifte geçen “yardımlaşma ayı” cümlesi ve pratikte bir hurmayla örneklenmesi bu ayın sadece “bize rahmet” ayı olmadığını gösteriyor.

Bu öyle bir rahmet ki, hissettiğimiz ölçüde paylaşacağız onu mü’min kardeşlerimizle...

Bu rahmetin bizim üzerimize ineceğini düşlediğimiz kadar, “onu nasıl yansıtabilirim”i de düşüneceğiz. Ancak böyle olduğunda tam olarak anlayabiliriz “rahmet ayı”nın ne anlama geldiğini.

Kendimizde yaşayacağımız rahmet değildir bu sadece, bu paylaşılacak bir rahmettir ve paylaştıkça çoğalacaktır.

  02.09.2008

© 2021 karakalem.net, Nuriye Çakmak



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut