Soljenitsin’den sosyal demokrat aydınlarımıza..

‘DUVARI NEM insanı gam yıkar’ derler,
Bence duvarı da insanı da nem yıkıyor..
Sıcak bir ağustos günü,
Doksanlık koca çınar Soljenitsin’in [1] vefat ettiğini öğrendim.
Kendisi Sovyet Rusya’sının önde gelen muhaliflerindendi.
Başta Stalin dönemi olmak üzere,
20. yüzyılın bütün totaliter uygulamalarına karşı,
Hapis ve sürgün edilmeyi göze alarak,
Eleştirel bakabilmiş bir tarihçi – yazardı.
1970 yılında kazandığı Nobel edebiyat ödülünü,
Cezaevinde olduğu için 1974 yılında alabilmiştir.
Şu sözler ona aittir:
‘Bir milletin gücü yada güçsüzlüğü,
Sanayileşme seviyesinden çok,
Mânevî yaşamının seviyesine bağlıdır.
İnsan yaşamının nihai hedefi,
Ne serbest piyasa ekonomisi,
Ne de genel refah seviyesinin artmasıdır.
İster en mükemmel yönetim sistemi,
İster sanâyî kalkınma gerçekleştirilmiş olsun,
Bir ulusun mânevî enerjisi tükenmişse,
O ulus çökmekten kurtulamaz..’ [2]

Gönül ülkemizdeki sosyal demokrat aydınlardan da,
Aynı özeleştiriyi bekliyor. [3]
En azından dinin toplumsal gücüne muhalefet etmemelerini…
Kendisine güvenmeyen ve saygı duymayan bir toplum yücelemez.
Bir insanın kendisine saygı duyabilmesi için,
Dinin yardımına ihtiyacı vardır.
Dinsiz bir millet yaşayabilir mi?!. [4]
Toplum olarak mânevî arınmaya,
Her zamankinden daha fazla muhtaç olduğumuzu düşünüyorum.
Her neyse..Yazımızı bâki kalan bu gök kubbede,
Hoş bir seda olan Soljenitsin ile bitirelim:
‘Âdem’in ışığı bir kıvılcıma dönüşmüş olsa da insanın içinde yaşıyor.
Tekrar parlamasını sağlamak için bütün yapılması gereken,
Mânevî arınma ve tabiatın işaretlerini çözmek..’ [5]




Dip Not:

[1]. Aleksandr İsayeviç Soljenitsin:
11 aralık 1918’de kuzey Kafkasya’da doğdu.
1939-1945 arasında dört sene Sovyet ordusunda görev aldı.
1942 yılında yüzbaşı rütbesiyle İkinci Dünya Savaşı'na katıldı.
Ancak cephedeyken yazdığı mektuplarda,
Stalin hakkında eleştirilerini belirtince tutuklandı.
Sekiz yıl ceza kampında hapis cezasına çarptırıldı.
Sovyetler Birliği'nin Hitler'le uzlaşma yolu bulmasının savaşı önleyebileceğini,
Bu yüzden Sovyet halkının savaştan dolayı yaşadığı yıkımdan,
Stalin'in Hitler'den daha fazla sorumlu olduğunu iddia etti.
Savaş bittikten sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin,
1950'de Kazakistan'da bulunan Ekibastus'ta siyasal tutuklular için düzenlenmiş,
Özel bir kampa gönderildi ve üç yıl burada kaldı.
Onu izleyen yıllarda,
İstenmeyen kişi (persona non grata) ilan edildiği için sürgüne gönderildi.
Yaşadığı dönem boyunca çeşitli cezalara çarptırılan Soljenitsin'in,
Çalışma kampları hakkındaki kitabı Gulag Takımadaları,
Kapitalist ülkelerde yayına girdi ve
Anti-Sovyet propagandanın öğelerinden biri oldu.
Yazar kendisine verilen 1970 Nobel Edebiyat Ödülü'nü dört yıl sonra alabildi.
1974´te Sovyet hükümeti Soljenitsin´in vatandaşlığını iptal etti,
Ve onu sınır dışı etti.
İki sene İsviçre´de kaldıktan sonra 1976´da Amerika Birleşik Devletleri´ne yerleşti.
1989'da o dönem iktidarda bulunan Mikhail Gorbaçov,
Yazarın yurttaşlık haklarının geri verilmesi doğrultusunda çalışmalar başlattı
Ve sürgünüyle ilgili kararı 1991 yılında resmen kaldırttı.
1994'te Rusya'ya dönen yazar parlamento önünde yaptığı konuşmada,
Rusya'nın kendisine göre hatalarla dolu demokrasiye geçiş şeklini eleştirdi.
3 Ağustos 2008 tarihinde,
Babasının Moskova'daki evinde kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdi.

[2]. National Review / 23 Eylül 1991 sayısı / Soljenitsin’in Makalesi’nden

[3]. ‘Madem hükûmet-i cumhuriye (cumhuriyet hükümeti),
Cumhuriyetteki hürriyet-i vicdan (inanç özgürlüğü) düsturuyla,
Dinsizlere ve sefahetçilere (inançsızlara) ilişmiyor.
Elbette dindarlara ve takvâcılara da ilişmemek gerektir.
Ve madem dinsiz bir millet yaşamaz,
Ve Asya din noktasında Avrupa’ya benzemez,
Ve İslâmiyet, hayat-ı şahsiye (özel hayat)
Ve uhreviye (ahiret hayatı) cihetinde,
Hıristiyanlığa uymaz ve dinsiz bir Müslüman başka dinsizler gibi olmaz..’
Şualar / 14. Şua / syf: 312

[4]. ‘Dinsiz bir millet yaşayamaz’
Dünyaca umumî (herkesçe bilinen) bir düsturdur (kuraldır).
Şualar / 14. Şua / syf: 308

[5]. Aydınlanma değil, merhamet / Alev Alatlı / syf: 69

  10.08.2008

© 2021 karakalem.net, Aykut Tanrıkulu



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut