Şimdi bu kayısılar moda..

Öznur Çolakoğlu Cam

SON AYLARDA bir vesile misafir olduğum yada misafir ağırladığım dost toplantılarında sohbetin bir yerinde laf dönüp dolaşıp yenilen gıdalar üzerine odaklanıyor. Son zamanda bir anda artıveren yeni yetme internet kullanıcılarından biri hemen atlıyor ve başlıyor sanal alemde gıda üzerine okuduğu her biri diğerinden güzide gıda haberlerini ardı ardına sıralamaya..

Diğerinin ondan aşağı kalmaya niyeti yok oda katıp katıştırıyor gıda trendindeki yeni öğrendiği, gayet önemli gelişmeleri odadaki söylentilere. Başlarda her ne kadar yadırgamıyor ve evet bende buna benzer haberleri daha evvelden okumuştum fakat kaynak vs. belirtilmediği için pekte itibar etmedim diye geçiştirsem de artık her ortamda gıda üzerine bir vesile sohbet etmek gıdayı eleştirmek şunlar iyi bunlar tu kaka muhabbetlerine maruz kalmak mübarek gıda üzerine bir kez daha düşünmeye sevk etti beni..

Özellikle bir dil kursu için görüşmeye gittiğim kurs sahibi plastik bir tabak içinde Malatya kayısısı ikram etti bize. Kayısıların renkleri hayli koyu idi ve kurs sahibi hemen açıklamayı getirdi. Bakın bu kayısılar naturel yani doğal yani besleyeci yani demesi o ki, çok moda. Sonra da asıl kayısı kurusunun renginin koyu olması gerektiğinden güneş altında kurutulan kayısıların hiçte sağlıklı ve besleyici olmadığından bahsetmeye başladı. Bu ve buna benzer bir çok söylemi daha evvelden başka vesileler ile de duymuştum ve hı evet diyerek ikramı afiyetle yedim.

Birkaç hafta sonra kuruyemişçiden alışveriş yaparken kayısı almaya da karar verdik. Yemişçi dedi ki, “naturel mi olsun abla?” “Eh iyi hadi naturel olsun!” Tabi siyah kayısıları büyük bir gurur ve kıvanç ile doldurdu kese kağıtlarına. Piknikte kayısıları çıkarıp ikram ederken, “buyrun efenim afiyet olsun. Bunlarda yeni nesil naturel kuru kayısılarımız. Şimdi bunlar çok moda dedim.”

Eve döndüğümüzde hep bunu düşündüm. Gıdanın modasını!! Dünyanın bazı bölgelerinde insanlar açlıktan ölürken bazı bölgelerinde ise gıdanın modasının olması. Günümüz çelişkilerine bir yenisini daha ekledim zihnimde. Elimde tuttuğum domatese baktım sonra. Normal ebatlarda bir domates. Oysa son zamanlarda domateslerin miniciklerini çıkarttılar. Haylide rağbet gördü.

Meyve yerken çilekler dikkatimi çekti sonra evvelden bildiğimiz tadı kokusu hayli cömert bahşedilmiş sulu ve hafifte yumuşak minik çilekler geldi aklıma. Sonra birde elimde tuttuğum çileğe baktım. Uzun yıllardır reklamlarda gördüğümüz o mükemmel çilek tanımlamasına ne kadarda benziyordu. Sert, belirgin gözenekleri olan, tadı, kokusu ve suyu hayli tasarruflu kocaman bir çilekti bu.

Demek ki, insanoğlunun içinde olan var olan mevcut güzelliği değiştirip tahrip etme hırsı gıda sektörüne de sıçramış artık. Üreticiler para için gıdanın şeklini genetiğini değiştirmek, şifasını yitirmek, vitaminini yok etmek pahasına bile olsa gıda sektöründe de yenilik peşindeler. Zira biliyorlar ki insanlar yeni olanı merak edip daha fazla tüketiyorlar. O yüzden giyimde, mobilya da , kısaca her sektörde olduğu gibi gıda sanayinde de “moda” kavramı yerini bulmuş.

İşin içine birkaç parıltılı reklam, birkaç profesör görüşü, birkaç sözüm ona gayet mühim sağlık haberleri içeren e posta zincirleri vs. eklenince minicik lahanalar, kocaman çilekler, minicik domatesler ve daha nice genetiğiyle oynanmış yararı mı çok, zararı mı çok belli olmayan gıda sofralarımızı süslemeye devam edecek.

İş bu gerçekleri gördükçe minik bir köyde, bahçe içinde küçük bir evde hem tarımla uğraşıp hem de okuyup yazarak hayatımı idame ettirmek geliyor içimden. Hatta evin oda duvarlarını içleri kitap dolu kitaplıklar ile oluşturma gibi bir ütopyam da yok değil.

Sözün özü, reklamlar her ne kadar “siz hala annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz?!! Ayy ne kadar ayıpp!!” diye alaycı bakışlarını size doğrultsa da siz gururla deyin ki, “evet hala bildiğim çileği almaya çalışıyorum, hala klasik domates kullanıyorum. Hala eğer anne ve babam yada bir yakınım bahçesinden kendi yetiştirdiği domates, biber vs’den bana ikram ediyorsa seve seve kabul ediyorum.”

El emeği verilmiş, göz nuruyla büyütülmüş hiçbir gıdayı ıskalamamaya çalışıyorum ve evet gıdanın modasını reddetiyorum!!

  12.06.2008

© 2021 karakalem.net, Öznur Çolakoğlu Cam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut