Zor bir gün

Zehra Sarı

HZ. LUT'UN kıssası...Okurken, böyle bir kıssanın Kur’an-ı Kerim'de yer alıyor olmasının hikmetlerinin çoğunu anlamaktan aciziz... O sapık fiili yapanların günümüzde de var olduğunu bilmekle beraber, onlara bakan yönleri olduğunu anlamakla beraber; algılayamadığımız, bize kapalı olan daha ne çok boyutları vardır kimbilir...

Hud Suresi'ni okurken, daha önce defalarca okuduğumuz Hz. Lut kıssasına gelince, yetmişyedinci ayetin son cümlesi beni çok etkiledi. Allah'ın elçileri, Hz. Lut'a gelince, Hz. Lut, sapık kavminin o elçilere saldırmasından korkuyor ve "Bu çok zor (çetin) bir gündür" diyor.

Kendi hayatımızda ne kadar da çok kullandığımız bir cümle.. Bunun, bir peygamberin ağzından döküldüğünü duyunca, insan kendi "zor günleri" için teselli buluyor. Evet "zor" kelimesini içeren ne çok sıfat tamlaması içeren cümleler kuruyoruz; zor sınav diyoruz, zor insan diyoruz, zor günler diyoruz, zor bir süreç diyoruz, zor imtihan diyoruz, aşılması zor bir engel diyoruz, zor yıllar diyoruz, karşılaşmaktan hoşlanmadığımız zor durumlar diyoruz, bu zorluğun altından kalkmak zor diyoruz, unutulması zor günler diyoruz, bu zor seçim de bırakılmasaydım diyoruz, bu olayın izlerini silmek çok zor diyoruz vs... Yani içerisinde "zor" kelimesi bulunan bir sürü cümle kuruyoruz günlük hayatımızda. Ve bizim bu cümlelerimiz gibi bir cümle kurmuş bir peygambere şahit oluyoruz bir gün bir sureyi okurken... Hz. Lut; "Bu çok zor bir gündür" diyor.

Ama Hz. Lut o günün "zor bir gün" olduğunu anlayıp, ümitsizliğe kapılıp, onu o an içiz sarıp sarmaladığını düşündüğü sebeplere yenik düşmüyor. "Karanlığın en koyu anı, aydınlığın en yakın olduğu zamandır" hakikatini bildiğinden, karamsarlığa düşmüyor. Bu ayetten birkaç ayet sonrasında şöyle söylüyor Hz. Lut: "Keşke size karşı bir gücüm olsaydı veya sarp bir kaleye sığınabilseydim." Hz. Lut, Allah'a dayanıyor. Öyle sığınıyor ki Rabbine, gelen melekler, kendilerini Hz. Lut'a ifşa ediyorlar; "Ey Lut, biz senin Rabbinin elçileriyiz, onlar sana asla ulaşıp dokunamazlar" diyorlar.

Acizliğini itiraf edince, tüm sebeplerin sukut bulduğunu hissedip tüm sebepleri Yaratana sığınınca; “Tek vekilim Sensin" deyince, melekler ile muhatap oluyor Hz. Lut...

Hemen hemen konuştuğu iki-üç cümleden birinin içinde "zor" kelimesini çokça kullanan bu asırda yaşayanlar olarak; bu "zor" anlarımızda, bu zorluklarımızda "asıl merci" olarak kime yöneleceğimizin ayarını iyi yaparsak; zorlukla beraber olan kolaylığı görebileceğimiz, hissedebileceğimiz gibi, kimbilir Rabbimizin ne gibi sürprizleriyle de karşılaşacağız! Hz. Lut ile meleklerini konuşturan Rabbimizin, bu asrın insanları olan bizler için de hoş sürprizleri vardır elbette...

  09.06.2008

© 2021 karakalem.net, Zehra Sarı



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut