GEÇEN HAFTA ortası, bir büyük tehlikenin eşiğinden döndü sitemiz. İrili-ufaklı pek çok siteyi etkileyen ‘hacker’ saldırısı sitemizin bütün verilerini de bozduğu için, sitemizi takip eden gönül dostlarımız ya sitemizi hiç açamadılar veya boş bir sayfayla karşılaştılar. Bu zaman zarfında, webmaster’ımız tedbir olarak mesaj ve yorum bölümlerini de geçici olarak kapattığı için, sitemizin açılabildiği anlarda bize ulaşmak isteyen dostlarımız bize yazamadılar.
Şükür ki, günlerce bir sürek avı gibi süren bu saldırıyı, webmaster’ımızın gayretiyle, bir süre erişim sorunu yaşamanın dışında büyük bir zarar görmeden atlatabildik. Bu vesileyle, webmaster’ımız sevgili Orhan Aykut’a teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Allah ondan ebeden razı olsun.
Sitemizde yaşanan bu durum olmasa, Peygamberin Bir Günü’nün nihayet kağıda mürekkebe bürünüp çıktığını birkaç gün önce duyurabilecektik belki. Karakalem damgasını taşıyan mevcut bütün çalışmalar için ilginizi; yeni çalışmalar için de duanızı bekliyoruz.
Sitemize katkıda bulunan yeni yazarlarımıza hoşgeldin dememiz gerekiyor bu arada. Sevgili Hüseyin Yılmaz ağabeyimiz, belki karakalem.net’in nisbeten daha genç izleyicilerinin yeni tanıdığı bir isim; ama biz onu sağlam dil örgüsü ve dikkatli muhakemesi ile tanıyoruz. Mevcut şartlarda yazılarının salt siyasetle ilgili gibi görülmesi ihtimaline binaen şimdiden söyleyeyim. Türkiye’de şartların normalleştiği ölçüde, kendisi daha farklı yazılarıyla da karşımıza çıkacaktır. Ama mevcut şartlar, kayıtsız olmayı değil, ‘taraf’ olmayı gerektiriyor!
Sitemize ‘misafir’ olarak başlayan kardeşlerimiz var ki, şimdi düzenli yazanlar arasında görüyoruz onları. Günler geçtikçe, iki hanım kardeşimiz, Zehra Sarı ve Mona İslâm’ın üslubunun çok daha yeni ufuklara ve inşaallah okyanuslara yelken açacağını umuyorum. Darısı, ‘misafireten’ de olsa, karakalem.net’e katkıda bulunan gönül dostlarımızın başına...
Bu arada, sitemizin yazarlar listesinde yer alan arkadaşlarımız arasında, uzun zamandır yeni yazı yazamayanlar var. Bir kısmının çok özel meşguliyetleri olduğunu biliyorum; bu şartlarda, gönül koyup yazmaya zorlamayı uygun bulmadım. Ama fırsat bulur bulmaz, yeniden yazmaya başlayacaklar, bunu biliyorum. Bazı yazarlarımız ise, yazmak için hususî bir ilgi bekliyor diye hissediyorum. Gelin görün ki, bunca gailenin içinde kendi gönül yorgunlukları bizde bu yönde bir enerji bırakmıyor. Bazı yazarlarımız ise, en azından bir süre, yazmama temayülünü bize ifade etmiş bulunuyorlar. Bu noktada ise, ısrarcı bir tutumun uygun olmadığını düşünüyoruz.
Şu kadarını belirtelim; karakalem.net, bir ‘açık toplum’ rüyasını gören, açıkyüreklilikle var olmayı hedeflemiş, açık bir kapı. Paylaşarak çoğalmayı, farklılıklarımızı buluşturarak zenginleşmeyi hedefledik hep. Bu yolda yürüyüşümüz, duamız, gayretimiz devam edecek.
Sitemizle ilgili yakında aşama aşama uygulamaya koymayı hedeflediğimiz yeni projelerimiz var. Onları da yakın zamanda sizlerle paylaşma umudundayız.
Bu arada, Karakalem dergisinin bir kez daha ziyadesiyle geciktiğinin farkındayız. Grafik ve mizanpaj aşamasına nihayet gelmiş olan 10. sayımızın, ay sonuna varmadan adreslerinize postalanmış olmasını hedefliyor; bir önceki yazımızda ilettiğimiz, bazı gönül dostlarımızın bilfiil icabet ettiği çağrımızı da bilvesile yineliyoruz.
Selam ve sevgiyle...
—Editör
