Kuş dediğin iki kanatlı olur

Mona İslam

İKİ İNSAN arasındaki ilişkiyi ideal kılan, benzerlik-zıtlık dengesinin doğru kurulmuş olmasıdır. İnsan ne sırf kendine benzeyen, ne de tamamıyla kendine zıt biri ile geçinebilir. Bunu kadın-erkek ilişkisinden ebeveyn çocuk ilişkisine, kardeş ilişkisinden iş arkadaşlıklarına kadar genişleyen bir dairede söylemek mümkündür.

Benzer özellikler bizde empati yeteneğini yahut kıyaslama melekesini tetikler. İlgi alanlarımız, yaşam alışkanlıklarımız, inançlarımız benzeştikçe karşımızdakini anlama imkanımız artar. Anladıkça daha çok severiz. Sevdikçe, “seven sevdiğiyle beraberdir” kaidesince, daha çok birlikte zaman geçiririz. Arkadaşlıklarımızın, cemaat organizasyonlarının, sosyal ve siyasal birlikteliklerin tamamı böyle bir benzerlik arkaplanından beslenir. Bize benzeyenlerle dolu bir ortamda kendimizi evimizde hissederiz, aidiyet duygumuz tatmin olur. Onları severiz, çünkü kendimizi severiz.

Ancak bize benzeyen insanlarla kurduğumuz arkadaşlıklar zamanla bizi sıkar. Bu kendi kendine konuşmak, kendi kendini beğenmek, sesinin yankısını işitmek, bir aynaya bakmak, kendini tekrar etmek gibidir. Sorunsuzdur, uyumludur; ama sıkıcıdırlar. Size huzur ve emniyet verirler, ama lüzumsuzdurlar.

Bizden farklı insanlar bizi şaşırtırlar, heyecanlandırırlar ve hayata dair ezberlerimizi bozarlar. Eksiklerimizi gösterir, çıplaklıklarımıza işaret eder, yararlanmasını becerebilirsek bizi geliştirirler. Hayatımızı renklendirir, bizi çoğaltırlar. Onlara ya hayran oluruz, ya sinir. Ya aşk, ya nefret doğururlar. Aynı zamanda yorucudurlar. Bizi neşelendirir ve öfkelendirirler. Hayata farklı bir yerden baktırır ve başımızı döndürürler. Aklımızı zorlar ve kafamızı karıştırırlar. Bizi dağıtır ve kendimizi yeniden inşa etmeye zorlarlar. Hayret duygumuzu kamçılar ama şaşkına çevirirler. Onlarla birlikte yaşamak motor sporları yapmak, paraşütle atlamak ya da okyanusa açılmak gibidir.

Allah da bizim üzerimizde esmasını kimi zaman aynıyla, kimi zaman zıddıyla tecelli ettirir. Rahmetini, Sevgisini, Malikiyetini doğrudan kendi şefkatimiz, sevgimiz yahut sahiplenme duygumuzla anlarken, bu yolla Rabbimizi tanırız. O’nunla ilişki kurarken, O’nu anlamaya ve sevmeye çalışırken, Kudret ve Zenginliğini ancak biz aciz ve fakir olduğumuzda, bunun farkına vardığımızda anlarız. İhtiyacımız nisbetinde arzu duyar, aczimiz nisbetinde sığınırız.

Rabbimiz ile bu ilişki biçimimiz neden diğer insanlarla ilişki kurarken bize rehber olmasın? Neden birisiyle elele bir yolda yürürken, birbirimizin eksiğini tamamlayan tekamülüne yardımcı olan insanlar olamayalım? Benzerlik ve farklılıkları dengeli bir şekilde barındıran bir ilişki uyum ve huzuru, ihtiyaç ve tamamlanmışlıkla bütünleştirebilir. Bize ebedi dostluklar, ebedi beraberlikler, ebedi kardeşlikler verebilir. Yapılacak şey, uçmasını dilediğimiz kuşun kanatlarını iyi ölçmektir.

Tabii öyle bir kuşu bulabilmek de ayrı mesele…

  10.04.2008

© 2021 karakalem.net, Mona İslam



© 2000-2021 Karakalem Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel: (0212) 511 7141  GSM: (0543) 904 6015
E-mail: karakalem@karakalem.net
Program & tasarım: Orhan Aykut