KİTAPLARI HER zaman sevmişimdir. Herbir nesneye, olaya, insana da kitap olarak bakmayı anlamlı bulmuşumdur. İşte böyle her türlü kitabı sevmemin en önemli sebebi, okumak emri üzerine yaratılmış olmamızla gelen, kabiliyetlerimizin okuyarak açılması gerçeğidir. ‘Okumak kısıtlı irademizin en güçlü anahtarıdır’ dersek ve irademizle okuduktan sonra gelenin anlayış ihsanı olduğunu söylersek, ‘irademizin varlık sebebi okumaktır’ diyebiliriz.
Okumak ve dinlemek birbiriyle dostça alışverişi olan iyi huylu ve cömert, kucaklayıcı komşulardır. Okumak bir anlamda okuduğunu dinlemektir. Benzer şekilde dinlemek de dinlediğini okumaktır. Düşünmemizin, akledebilmemizin, irademize bakan en sindirilebilir lokması okumaktır. Konuşma sıfatıdan gelen Kur’an’ın muhatabı dinleyici iken Kur’an dinleyiciyi okumaya emretmiştir. Yani ‘dinleyiciliğinin farkında ol!’ demiştir ona ‘oku’ emriyle. Zaten ‘Kur’an’ kelimesinin anlamı başlıbaşına ‘okumak’tır.
Buradan herhangi bir insan kitabını okuyacak olursak, büyük harflerle yazılmış dış görünüş özellikleri olduğu gibi bu büyük harflerin içinde de küçük ve estetik hatlarla yazılmış kelimeleri, cümleleri okuyabiliriz. Beden başlı başına bir ‘bedenlerin harfi’, ‘insanlığın atomu’ iken bu atomun, harfin içinde beyin, karaciğer kelimeleri okunabilmektedir. Benzer şekilde bu kelimelerin içinde de ince harflerle yazılmış hücre cümlelerini okumak mümkündür. Hücre cümlelerini şekillendiren molekül kelimeleri ve onlara biçim veren nötrino puntolarına kadar küçülen atomaltı harflerini de insan harfinin ilerleyen sayfalarında okuyabiliyoruz. Bu insan harf kitabının içeriği, zenginliği, özeti bahsettiklerimizle sınırlı mıdır? Tabi ki hayır. İnsan kitabı içinde binler kitap barındıran ve an be an binlerce hiç okunmadık kitaplar üreten, yazarı Semi ve Basir olup her şeyi misilsiz yaratan Kadir-i Zülcelal olan hayatlı, şuurlu, kendini açan bir harftir. Sadece yüzündeki mm2’lik değişikliklerle çoklarca duygu kitapları üretebilen külli bir harftir insan. Okuyabilmek ne büyük ihsan...